Ailton'u anlamak Beşiktaş'ın Ailton'la yollarını ayırması kaçınılmaz oldu. Yazık... Bana göre çok büyük bir golcü teknik hatalarla kaybediliyor. Bir değil bin kere yazık... Birçok kez yazdım, Rıdvan-Çelebiç örneği verdim, "Ailton'a bir Çelebiç gerekli" diye... Yoktu, ne Tümer soyundu bu role, ne de bir başkası... Bırakın pas vermeyi, vermemek için çaba harcadı bazı küçük beyinliler... Sanki bedelini Beşiktaş ödemeyecekmiş gibi... Oynadığı maçlarda hep savunmanın arkasına atılacak toplar bekledi ya da ceza sahası civarında önüne bırakılacak bir pas aradı... Top görse bomba diye karakola götürecek olanlar Ailton'a pas vermektense meşin yuvarlağı dağlara-taşlara göndermeyi yeğlediler... Carew nasıl kaybolduysa bu kör kuyuda, Ailton da öyle kayboldu gitti. Bugün Carew'in gollerini uzaktan alkışlayanlar yarın Ailton için aynı şeyi yapmaya şimdiden hazır olsunlar... Gerçek bir son vuruş ustasıydı... Yazık ki, kendilerini Beşiktaş'ın hükümdarı zanneden birileri ona bunu dahi çok gördüler. Yazıklar olsun... İşin bir başka boyutu da Ailton'un çabuk pes etmesi elbette... Kırmızı kart görmek için yaptığı çirkinlikler Beşiktaş taraftarı gibi bizim gözümüzden de düşürdü sambacıyı... Yani onu sütten çıkmış ak kaşık yapmak için yazılmıyor bu yazı... Hataları da var tabii ki... Asıl sorumlu böyle bir yeteneğe uygun bir oyun sistemi benimsemeyen teknik adamlar ve sahada onu yalnız bırakan sözde Beşiktaşlılar'dır... Şimdi kına yaksınlar... Beşiktaş'ın milyarları yine sokağa gitti, gidiyor... Kimin emeği geçtiyse kutlamak gerek!
