Yabancı muhabbeti Schalke ilk maçta 10, ikincide 9 yabancıyla sahaya çıktı. Geçen yıl Chelsea 11 yabancıyla oynadı. Peki Alman ve İngiliz milli takımları bizden kötü mü
İlk önce Daum'un ısrarla savunduğu bir fikir, sonra Aziz Yıldırım'ın söylemleriyle şekillendi. Böylece futbol kamuoyumuz yeni bir gündem yakalamış oldu. Evet, konumuz yabancı futbolcu sınırlaması. Kalksın mı dursun mu, olursa kaç tane olsun? Üç diyen de var beş diyen de, yedi diyen de, hiç olmasın diyen de... Bu konu hakkında konuşmayan kalmadı. Biz de kıyısından bir tutalım bakalım. Sakin olup işe mantıklı yaklaşalım. Bir kere sırf F.Bahçe istedi diye "Hayır, olmaz. Türk futbolu batıyor" filan diyenler zaten belli. Biz de onları bir kenara ayıralım, fazla ciddiye almayalım. Sonra da bu iş nereden çıkmış, inceleyelim.
Biliyorsunuz, Schalke ilk maçta 10, ikinci maçta 9 yabancıyla sahaya çıktı. Geçen sene Chelsea 11 yabancıyla birden oynuyordu. Şimdi Alman ve İngiliz milli takımlarının bizden daha kötü olduğunu söylemimiz mümkün mü? Elbette değil. Demek ki konuya böyle yaklaşmak hatalı. Bunu bir kenara atalım. Hadi başka yönden de bakalım.. F.Bahçe bu sene ilk maçı Milan'la oynadı. Anelka'nın düşürülmesi, Alex'in penaltısıyla ilk gol kazanıldı. İkinci maç PSV'yle... Goller iki Alex, bir Nobre... Bu arada iki asist Anelka'dan...
POPÜLİST OLMAM İlk Schalke maçında goller Luciano, Nobre ve Appiah'tan, asistler de Alex'ten.. Şimdi bu manzara karşısında Daum ya da Aziz Yıldırım olsanız ne düşünür, ne istersiniz? Haa, diyeceksiniz ki "Senin fikrin ne?" 48 kez milli formayı giymiş eski bir futbolcu olarak elbette bizimkilerden yanayım. Ama 35 yıllık futbol bilgi ve kültürümü de gözüm kapalı, sırf popülistlik yapmak adına bir kenara bırakamam. İşin özeti şu; bizim çocuklar da artık ellerini taşın altına sokacaklar. "Ne etliye ne sütlüye karışırım" demeyecekler. Tüm yükü attıkları Alex ve Anelka'nın (hatta Aurelio'nun) omuzlarından o yükün kaldırılmasına yardım edecekler. Bu işler öyle "Milan'ın karşısına Olcan'ı koy da yetişsin", "Semih'i oynat da tecrübelensin" demekle olmuyor. Herkes kendini F.Bahçe teknik direktörü yerine koysun, belki çok şeyler halledilir. Ama adama sadece hakaret edeceksin, futbol dışı olaylarda üstüne gideceksin, "dahi!" diye kafa yapacaksın, sonra da adam "Bir gün buralardan defolup gideceğim" deyince de "defol git" diyeceksin. Bakın, konuları tartışmak çok iyi ve faydalıdır. Ama sonuçta doğruya varamıyorsanız o kürekler boşa çekiliyor demektir. İşte aynı yabancı futbolcu konusu gibi. Bir yerlere varmak çok zor. Zaten alınmış bir karar da yok. Sadece istek var. Avrupa'da mücadele edemeyen takımlarımızın böyle bir istekte bulunmaları olanaksız olduğuna göre konuyu tartışmanın da alemi yok. Daum'a gelince, bence adamın defolup gitmesini değil, söylediği şu sözü iyi düşünüp yorumlamamız gerekir. Spor basınından bahsederek "Onlarla oturup bir maçı sportif çerçevede analiz edemiyorsunuz." Bu güzel ve doğru sözlerin altında yatan gerçeği görebilirsek belki de bir adım atılmış olacağız. Ama nerede?..