Paris'te son isyan!.. Globalleşen dünyamızda medeniyetler kaynaşması beklenirken her gün yeni bir çatışma ile uyanmak son günlerin en büyük kâbusu oldu. Avrupa'nın göbeği Paris'te yaşananlar, dünya kamuoyunca hayretle izleniyor. 27 Ekim akşamı kimlik kontrolü yüzünden yaşanan ve iki tane 15- 17 yaşlarındaki gencin ölmesiyle sonuçlanan olay, Fransa'da yaşayan ve kökleri Afrikalı müslüman olan grupların varoşlarda başlattığı isyanla önce Paris'in göbeğine, sonra da Fransa'nın bir çok kentine sıçradı. Bugün Belçika ve Almanya'da da uzantılarını gördüğümüz meseleye küçücük bir kontrol olayı diye bakarsak(!) açık bir şekilde yanılgıya düşeriz.
Kültür farklılıkları, yoksukluk ve genel ekonomik sıkıntılar medeniyetler arasındaki çatışmaların Amerika'da 11 Eylül olayıyla doruğa çıkması ve Afganistan- Irak işgalleriyle onarılması çok güç noktalara ulaşmıştır. Asırlardır birikmiş olan tüm olumsuzlukların bir anda patlamasının nedeni budur. İçinde sevgi, konsensüs, demokrasi ve medeniyetler arası ittifak barındırmayan bir yaşamın ulaştığı hüsran noktası budur.
Fransa ne yapmalı? Garip bir tesadüf ki Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin alınması konusunda en çok direnç gösteren ülke Fransa, günümüzde dünya barışına büyük katkılar sağlayabilecek bir konuda Türkiye'nin olumlu yararını görecektir. Toplumları kaynaştıran ve kucaklayan etkinliklerin en başında gelen öge spordur. Fransa Milli Takımı, 3 yıldır ihmal ettiği ve kadrosuna dahil etmediği Afrika kökenli müslümanlığı seçmiş bir eski varoş çocuğu olan Nicolas Anelka'yı (Bilal) bu en kritik dönemde milli takım kadrosuna çağırmış olması anlamlıdır. Türkiye'de ve F.Bahçe'de yeniden kendini bulup ve parlayan bir grafik çizen Anelka, belki farkına bile varmadan oynanacağı güzel futbolla son dönemlerde bir iç çatışmaya sürüklenen Fransızların birbirlerine daha saygılı ve toleranslı olmalarına yardımcı olacaktır. Bu vesile ile Anelka'ya düşen büyük sorumluluk, belki konuların tamamını çözemese de en azından bir kırılma noktası yaratabilir. Anelka'nın transferi ve kendini bulmasında destek olan F.Bahçe yönetimini, camiasını, ona ulaştığı yüksek performansı sağlayan takım arkadaşları ve teknik kadroyu kutlamak istiyorum. Futbol ve siyasetin bazen içiçe olması hiç de fena değilmiş...