Ersun hoca neydi? Biz Türkler çok çabuk "üreten" ve çok çabuk "tüketen" bir toplumuz. Bir genç adamı "gaz" verip kısa sürede tükettik. Ersun Yanal, iyi teknik adamlık yolunda kısa sürede önemli adımlar attı. Biz, "iki doğru adım" atanı, "10 doğru adım atmış" gibi futbolun tepesine çıkardık. Halbuki o yere, 7-8 doğru adımdan sonra gelmeliydi. Medyayla "doğru" iletişim kuramadı. Hakan Şükür olayında "haklı" bile olsa, "doğru tavır" koyamadı. Kendisine "yan gözle" bakan federasyonla "düzgün" diyalog gerçekleştiremedi. 6-0'lık Kazakistan maçı dönüşünde uçağın kokpitinde şöyle diyordu: "Bizim için galibiyet, mağlubiyet, beraberlik önemli değildir. Önemli olan futbolcularla birlikte olmaktır." Dondum kaldım.. Milli Takım Teknik Direktörü, futboldaki üç sonucun hiç birinin kendisi için önem taşımadığını söylüyordu. Kafamdan şöyle bir yorum geçti: "Demek ki maksat muhabbet olsun diye çalışıyor."