Daum da farkında mı? Fenerbahçe 30 yıl aradan sonra üst üste iki kez şampiyonluk yaşadı. Hatırlarsanız Daum, 2 sene önce Fenerbahçe ile sözleşme imzaladığında camiaya genç bir kadro kurulacağı ve başarının hemen gelemeyebileceğinin sinyalleri verilmişti. Ümit milli takımının iskeleti kurulacak ve o kadro zamanla birbirine alışacak, uyum sağlanacak ve başarılar arka arkaya gelecekti. Bunların hiçbirisi olmadı. Genç kadro Hooijdonk ve Nobre'nin önemli katkılarıyla ilk sezonunda şampiyonluk yaşadı. İkinci şampiyonluğun altında ise, bu sefer Alex'in önemli katkısı vardı. Anelka, kalitesini gösterdi, fakat beklenen katkıyı sağlayamadı. Yabancı oyuncular kaliteleriyle, yerliler ise yarattıkları arkadaş ortamıyla fark yarattılar. Kadronun en önemli özelliği kalite ve sıkı arkadaşlık bağıydı. Oynanan futbol ise zaman zaman hayal kırıklığı yarattı. Bu kısa özeti, iki sezon öncesinden bugüne kısa bir hatırlatma olarak algılayın. Geçmişi hiçe sayarak takımı eleştiren yazarlar iki sezon öncesini, bugünle kıyaslamalılar. Kulübün geçmişten bugüne geldiği nokta hesaba katılmalı. Hele bir de bu kıyaslamaya Beşiktaş'la, Galatasaray'ı eklerseniz, aradaki farkı daha iyi kavrayabilirsiniz. 100. yılından sonra düşüşe geçen Beşiktaş ve yine 100. yılında hayal kırıklığı yaşatılan Galatasaray durumlarını muhafaza etmekten öteye gidemezken; Fenerbahçe, kasasından neredeyse para harcamayarak, üstelik Süren zamanında projeye verilen paraya bir stadyum mal ederek, ekonomi sayfalarına geçmesi gereken bir başarı örneği sergiliyordu. Aslında tesisleşme başarılarının bir yönetime yetmeyeceği, daha önce Süleyman Seba'ya 'Ahmet Dursun! Seba gitsin!' diyenlerce ispatlanmıştı. Diğer taraftan, 'Sportif başarı' denilen, futbolun skor tabelasına bağımlı yaşayan bu en önemli kriteri gerçekleşmese, Fenerbahçe'de bugünkü sakin hava yaşanamayabilirdi? Daum; Hooijdonk'un, Erhan Albayrak'ın eleştirilerine sessiz kalmazdı? Kaybeden psikolojisiyle hem de ne cevaplar verirdi, ama gerek yoktu. Zaten en güzel cevap tabelada yazmıyor muydu? Fenerbahçe şampiyon olmuştu. Daha güzel bir cevap Türkçe lugatında bulunamazdı. Haklı çıkmaya, sessiz kalmaya devam etmek, Avusturya Wien'i de eklediğinizde son 3 sezonun şampiyonu Daum'un ellerindeyken, rakipleri birbirleriyle kümeleşirken aklıma şu soru geliyor: Taraftar ve yönetim, ligde provasını yaptığı başarı hikayesini Avrupa'da hayata geçirmek için ne yapması gerektiğini bilirken, acaba Daum bu bilinçte mi, bu hedefe inanıyor mu? Doğrusu bu sezonki en büyük sıkıntı çıtanın yüksekte olmasından başka bir şey değil.
