Ersunspor! Milli maçı, Milano'da yaşayan Türklerle izlemenin coşkusuyla galibiyet durumunda bir an için Ersun Yanal'a hüsn-ü niyetle bakabileceğimi hissettim ama yanılmışım. Futboldan hiç anlamayan Bakkal Mehmet efendinin bile görebileceği; uzun defansın yan toplalarla aşılamayacağı gerçeğini Ersun Yanal'ın gözleri göremiyorsa, çok üzgünüm ama o gözlerin 2006 Almanya Dünya Kupasını görmesi de hayaldir. Aylardır neredeyse birbirinin aynı sözlerle eleştirilen bir ülkenin milli hocasına bu kadar yüklenilmesine o ülkenin bir ferdi olarak da üzülmüyor değilim. Fakat, tamamen milli menfaatler için seçilmiş bir kişinin, kişisel menfaatlerinin ve inadının esiri olmasının da milli takıma zarar verdiğini görüyor ve daha fazla üzülüyorum. Maç sonunda yapılan protestoları onaylamak mümkün değil tabii ama onca insan "Hakan Şükür" diye bağırıyorsa, bu o kişilerin hepsinin Galatasaray taraftarı olmasından değil, Ersun Yanal'ın taraflı oyuncu seçiminden, oyun planına kadar yaptığı hatalarını fark etmelerinden ve isyanlarına Hakan Şükür'ü sembol olarak seçmelerinden kaynaklanmaktadır. O protestolar, yıllardır başarılı olmuş milli takım kadrolarında mutlaka Galatasaraylı futbolcuların olması gerçeğinin göz ardı edilmesinden kaynaklanmaktadır. O protestolar, son haftalardaki talihsizliklerden ötürü ligi 3. bitirmesinin, Galatasaray'ın batıya açılan pencere olduğu gerçeğini ortadan kaldırmadığının bilinmesinden kaynaklanmaktadır. O protestolar, çoğunluğu kısa boylu oyunculardan oluşan takımda, Fatih Tekke gibi iyi ama Avrupa'da deneyimsiz bir oyuncuyla beraber oynayacak Hakan'ın ne kadar tehlikeli olacağının hissedilmesinden kaynaklanmaktadır. Kendisine sorulan istifa sorularına aşırı tepki vermesine gelince.. Affedersiniz sayın Yanal ama "akşama ne yiyeceğinizi" soracak halleri yoktu ya! Başarının ardından övgüleri kabul ediyorsanız başarısızlıkların ardından da bu sorulara alışacaksınız. Sandığınız gibi kendi sahamızda Yunanistan'la berabere kalmak da başarı değil, ne yazık ki başarısızlıktır. Dünya üçüncüsü takımdan sadece 4 futbolcuyu alarak, 2006'ya kendi yarattığınız takımla imzanızı atmak arzunuzu da anlayabilirdik, söz konusu takım, milli takım değil, Ersunspor olsaydı. FIFA'nın çabalarına rağmen, 2006'da Almanya'da olamazsak -ki çok zor gözüküyor- bu ülkenin insanının ve milyonlarca gurbetçinin dökeceği gözyaşlarında kelebek yüzer, 2008 olimpiyatlarda altın madalya alır, acımızı unutturursunuz artık.