Yanal, Terim, Denizli, Lucescu.. Yunanistan'la 0-0 berabere kaldık.. Kim ne düşünürse düşünsün ortada gol atamadığımız ama iyi oynadığımız bir maç var.. Özellikle ikinci yarı Yunanistan savunmasını çıkartmayan, iyi pres yapan bir oyun sergiledik.. Olmadı.. Gol atamadık.. Ersun Yanal eleştirilerin hedef noktası.. Ondan istenen her maçı kazanmak tabii. Ya da 2006 Dünya Kupası'na katılma hakkının kazanılması.. Bunu yapabilir mi, onu Allah bilir.. Ama ortada bir gerçek var.. Bu takımın kafası rahat değil.. Oyuncular bir arada çok fazla maç yapmadıkları için uyum içinde değiller.. Gol yollarında sıkıntımız var.. Özellikle iç sahada zorlanıyoruz ve buna yönelik bir hücum geliştirme politikamız yok.. Diyelim ki dışarıdaki tüm maçlarımızı kazandık.. İçerde Danimarka gibi uzun ve fizik yapısı son derece güçlü bir takıma karşı oynayacağız. Ukrayna gibi, Yunanistan gibi kapanacaklar.. Onları yenmek için mutlaka çok daha akıllı ve organize hücumlar geliştirmemiz şart..
***
Bunlar işin teknik tarafları.. Bir de politik tarafları var.. Yanal için Kazakistan maçı son derece önemli.. Kaybedilecek puanlar ya da oynanacak kötü futbol Milli Takım'la yollarını ayırabilir.. Belki de yollar ayrıldı, henüz kamuoyuna açıklanmadı.. Ersun Yanal'ın görevinde başarısız olup olmadığının göstergesi finallere katılmak olacak.. O yüzden Kazakistan maçının kazanılması ve Ukrayna'nın Yunanistan'ı yenmesi halinde şansımız hâlâ sürebilir.. Ersun Yanal'ın yerine ismi geçen teknik direktörler Fatih Terim, Lucescu ve Mustafa Denizli Türk futbolunun yakından tanıdığı kişiler.. Terim'i Bıçakcı'nın, Lucescu'yu Hasan Doğan'ın istediği önceki gün manşetlere yansıdı.. Ne kadar doğru bilinmez.. Ama maçlar oynanırken Milli Takım oyuncuları üzerinde bu kadar büyük baskılar yaratmak sadece Türkiye'yi yaralar..