Futbol nankördür Aziz Piyer'in Fenerbahçe'yi kucaklayıp, Daum'u da sırtına alıp taşıdığı günler hâlâ akıllarda. Hollandalı yıldız antrenman öncesinde arkadaşları sahaya çıkıp hocayı beklerken, teknik heyetle birlikte sohbet ederek Samandıra çimlerine ayak basıyordu. Yani muhabbet sıkıydı. Hatta Daum'un Servet ve İsmail Güldüren'i ilk kez takıma koyup, Ümit Özat ile Fatih Akyel'i kulübeye çektiği, 3-1 kaybedilen Samsun maçından sonra Hoijdonk, "Suç bizde. Hocanın dediklerini yapmadık" diyordu. Sonra, bu "seviyeli" ilişkiyi spor sayfalarından, magazin bölümüne taşıyan neydi? Öncelikle Aziz Piyer pes "uslu" değildi. Daum'un, "İyi futbolcu ama bugüne kadar her kulübünden kavgayla ayrılmış" şeklindeki yorumu olduğunu biliyoruz. Geçen sezonun son haftalarında Hooijdonk idmanlarda da kaytarmaya, sıkı frikiklerini sadece maçlarda auta atmaya başlamıştı. Çalışmıyordu. Sonrasında Alex geldi. Hooijdonk'a olan ihtiyaç azaldı. Daum zaten yedeklerle görüşmeyi seven tipte bir teknik adam değil. Manchester maçının sonrasında Hooijdonk'un teknik direktörü ve taktiği eleştiren açıklamaları geldi. Sonraki idmanda Daum'a uzaktan laf atmaya başladı. Daum, Lyon maçı öncesinde durumu başkan Aziz Yıldırım'a açıkladı. Taraftarın gözünde "çok büyük" olan böylesine bir markayı harcamaktan iki taraf da çekindi. Aziz Piyer'in "aşırı sağlam" kontratının da bunda etkili olduğu söylenir. Ancak bir gerçek var ki, geçen sene çok daha tecrübesiz ve yetersiz olan bu kadro Pierre van Hoijdonk'un liderliğinde derbi kaybetmeden şampiyon oldu. Bu sene kartlar yer değiştirdi, Pierre "lider" olamadı, Daum da, takım da iş başa düşünce çuvalladı. Çünkü iyi futbolculardan kurulu F.Bahçe'de "lider" oyuncu yoktu. İşin ilginç yanı, Aziz Piyer'i, "Değerli Türk Medyası" dediklerinden başka da savunan olmadı.