Küfür Beşiktaş'a yakışmıyor Sevgili Beşiktaş taraftarları.. Hepinizden değil ama önemli bir bölümünüzden şikayetçiyim.. Şu son 1 yıl içinde olaysız maça tanık olmadım. Rekor sayıda saha kapatma cezaları.. Bitmek bilmeyen küfürlerden kulübe fatura edilen para cezaları.. Biliyorum gerginsiniz, hakem hatalarından bıktınız. Haklısınız.. Öyle maçlar oldu ki, atılması gereken rakip oyuncular sahada kaldığı için Beşiktaş maç kaybetti. Öyle maçlar yaşandı ki, en masum Beşiktaşlı futbolcu bile komik kırmızı kartlarla saha dışına postalandı. Öyle maçlar gördük ki, tartışması bile yapılmayacak penaltılar, Beşiktaş'tan esirgendi.. Üç düdüklü hakem skandalı ve "tekrar" macerası Beşiktaş'a denk geldi.
Hiçbir suçunuzun olmadığı, tamamen kişisel zıtlaşmadan kaynaklanan bir cinayet, maalesef Beşiktaş tribünlerinde işlendi. Bir güvenlikçinin rakip yedek futbolcunun burnunu kırması da yazık ki en son İnönü'de yaşandı. Sizler gerildikçe, sahadaki futbolcu daha fazla gerildi. Rakamlara bakınız.. Geçen sezon 93 sarı, 9 kırmızı kart.. Bu sezon 21 maçta 40 sarı, 9 kırmızı kart. Bu kulüp, geçmişte sizlerle Türkiye'nin en centilmen kulübü oldu. Baba Hakkılar, Baba Recepler, Süleyman Sebalar gibi semboller bu kulüpten yetişti. Ama yeter artık.. Bu küfürlü, ağıza alınmayacak çirkin sloganlar Beşiktaş seyircisine yakışmıyor. Hemen yanıbaşınızdaki genç kızlara, ana babasıyla maça gelmiş çoluk çocuğa ayıp oluyor. Süleyman Seba bu küfürlürle gitti.. Serdar Bilgili de öyle.. Sevgili Alen.. "Bu küfürler, bu yaşananlar her yerde oluyor" diyorsan, bu beni teselli etmez.. Ben, "Beşiktaş'ta küfür ve olay değil, kıvrak mizah kültürü" olduğunu biliyorum. Eğer yanlış söylüyorsam, bir daha maça gelmeyebilirim.
