Fenerbahçe
Galatasaray  
Beşiktaş  
Trabzonspor  
Süper Lig  
2. & 3. Ligler  
Aktüel  
Yazarlar  
Fikstür  
Ana Sayfa  
     

Mafyayı bitirdik sıra şikeye geldi


Futbol Federasyonu Asbaşkanı Hasan Doğan, "Sanılanın aksine en sağlam federasyon bu" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın arkalarında olmasını avantaj kabul eden Doğan, "Türkiye'de şike var" dedi.


***

Mafya bitti sıra şikede

İnsanlar Türkiye'de şike olduğuna inanıyor. Neden böyle düşünüyorlar? Çünkü onları haklı çıkaracak olaylar var.... Siz federasyon içine mafyayı sokarsanız, olacağı budur. Çözümü var. Başbakanımız Türk futbolunun arkasında.

Bu ropörtajı okurken, Hasan Doğan'ın bakış açısını bilmeyenler yanlışa düşebilir ve onun bazı kişileri ya da yönetimleri suçlamak adına bu açıklamaları yaptığını düşenebilir. Amacımız sansasyon yaratmak olmadığı gibi böyle bir yanlış anlama da bizi üzer. Bu nedenle tüm ropörtajlarında bu konuya hassasiyet gösteren bir gazetecinin şu açıklamayı yapmasına lütfen izin verin; Hasan Doğan, özellikle şike konusunu ortaya koyarken birilerini suçlamak için değil, Türkiye'nin bir gerçeğinin altını çizmek için gayret gösterdi. En azından ben 2.5 saat süren ropörtaj sonucunda bu izlenimi edindim. İşte Hasan Doğan ve çok önemli sözleri:

Size göre futbolumuz hangi noktada ve temel sorunlar nelerdir?

"Ekonomik büyüklük olmadan futbolu büyütemezsiniz. Peki ne yapılmalı? Bir defa tribünlerin düzeni sağlanmalı. Her kesim insan rahatlıkla gelip maçını izleyebilmeli. Siz tribünlere insanları çekemiyorsanız daha baştan maçı kaybediyorsunuz demektir. Stat anarşisi, çirkin tezahürat tribünlerin renklenmesini ve daha fazla dolmasını engelleyerek futbolun ekonomik olarak büyümesini de engelliyor. İnsanlar sinemeya, tiyatroya gelir gibi maça gelmeliler.

Merdiven boşluğu konusu yani...

"Buradaki merdiven boşluğu olayı bir simgedir. Aslolan fazla sayıda bilet verilmemesidir. İnsanların tribünde rahat hareket edebilmeleridir. Fazla bilet vermezseniz, merdivenler de boş kalır

Bir de şaibe, şike konuları var...

"Toplumun, futbolun dürüst olmadığına dair bir inancı var. Geçen dönemde federasyonun yaptırdığı araştırmaya göre insanların yüzde 85'i Türkiye'de şike var diyor, oyunun adaletli olmadığına inanıyor. Yüzde 85'i Türkiye'de hakemler taraflı diyor. İnsanların böyle düşünmesinin sebebi nedir? Bunlar olduğu için böyle düşünüyorlar... Yani bunlar durup dururken böyle düşünmüyorlar. Bir kulüp başkanı federasyona telefon açıp falanca hakemi maçıma istiyorum diyorsa ve istediği hakem o maça veriliyorsa, bu şikedir. Şike başka nasıl olur? Bu olayda federasyon başkanı da, kulüp başkanı da, istenen o hakem de şaibe altındadır. Bir kulüp başkanı hakem seçiminde etkili olmamalı, olamaz. Federasyon başkanı hakem seçiminde etkili olmamalı, olamaz, federasyon yönetim kurulu üyesi hakem seçiminde etkili olmamalı. Bunları sağlayamazsanız toplum der ki; şike var!"

Türkiye, Özal döneminde yaşanan büyüme ve sıkıntının benzeri Ulusoy döneminde futbolda yaşanmadı mı?

"Rakamlar büyüdüğü zaman gayrimeşru işler çoğalır. Özal döneminin Türkiye'sinde o kadar akıllı işlere, o kadar büyümeye rağmen öteki tarafta da gayrimeşru düzenin de aynı oranda büyüdüğünü ve toplumu da çok sıkıntıya soktuğunu hep beraber yaşadık. Size katılıyorum, futbolda da buna benzer bir durum yaşadık. Rakamlar büyüyünce bundan nemalanmayı düşünen, Türk futbolunun sırtından geçinmeyi düşünen bir takım unsurlar futbolumuzun içinde yeralmıştır. Yönetici olarak yer almıştır, federasyona girmiştir, oraya girmiştir, buraya girmiştir, menajer olmuştur, şu olmuştur, bu olmuştur, mafya olmuştur yani gelip bu pastadan pay alma derdine düşmüştür."

Kuralların doğru konulması da önemli değil mi?

"Benim söylediğim şu: eğer açıkgöz olan, iyi ilişkileri olan, istediği maça istediği hakemi ayarlayan, federasyonla iyi ilişkileri olan kazanıyorsa, bunları yapamayan da kaybediyorsa yönetici tipi bu şartlara göre olur? Bu işleri bilen adamlar yönetici olur. Oysa, kulübünü iyi idare eden, parasını doğru kullanan, kuralıyla oynayan yönetici tipi oluşmalı. Bu uzun vadeli bir iş. Doğruları yapanların başarıya ulaşacakları, iş bitirenlerin ise başarıyla ödüllendirilmeyeceği bir düzen kurmalıyız."

Kuralsızlığı ortaya çıkarmak kadar, cezalandırmak da çok önemli sanırım...

"Federasyon olarak balık baştan kokar diyerek önce kendiniz sağlam duracaksınız. Herkese bu kuralları hatırlatacaksınız ve bu kurallarla oynanması konusunda zorlayacaksınız. Hata yapanları da bu kurallar çerçevesinde cezalandıracaksınız. Şike oluyor, milletin gözünün içine baka baka oluyor ama delili yok. Şikeyi cezalandıracak olan kim? Federasyon. Peki federasyonun bu şikeyi yakalamak ve tespit etmek için bir birimi var mı? Yok... Zaten ana sıkıntı bu. Türkiye'de bu şartlarda şikenin tespit edilebilmesi için şöyle olması lazım; birisi gelip diyecek aldım, öbürü diyecek verdim! Böyle bir şey olabilir mi? Olmaz, onlar bunu söylemezse de yapacak bir şeyiniz yok. O nedenle, federasyon çaresizdir. Bunun çözümü şu; İçişleri Bakanlığı içerisinde bir spor masası kurulmasını istedik, kurulduğunu da memnuniyetle öğreniyorum. Hatta bu illerde de valiliğe bağlı olarak iller sorumlusu görev yapacak, emniyet içerisinden seçilecek görevliler. Biz daha da ileriye gidiyoruz. Kanunda değişiklik yapılarak, İçişleri Bakanlığı'na bağlı iki ya da üç personelin federasyonda çalışmasını istiyoruz. Biri istihbarat kökenli, biri tribün anarşisi ile ilgili, biri security dediğimiz, güvenliği sağlayacak olan kişilerden oluşan bir kadro istiyoruz. Onun da görüşmelerini yapıyoruz.


Peki teşvik de bir şike midir size göre?

"Şike şikedir, hatır şikesi, teşvik pirimi diye bir ayırım yok."

Birçok şey söylediniz, peki bu federasyonnun, söylediklerinizi yapacak gücüvar mı, baskılara direnebilecek misiniz?

"Bakın ben size şöyle söyleyeyim, çok açık ve net söylüyorum, Türkiye'de gelmiş geçmiş en özerk federasyondur şu andaki federasyon. Bu federasyona dışarıdan hiç kimse tesir edemez! Çok açık ve net söylüyorum, bu federasyona kulüpler tesir edemez, siyasiler tesir edemez, mafya tesir edemez. Bu federasyon, bu ilişkilere en kapalı federasyondur. Çok iddialıyım ama yüzde yüz böyle. Zaten yaşananlar bunu da ortaya koyuyor. Bizim bugüne kadar aldığımız herhangi bir kararda, bu saydığımız faktörlerin hiçbirinin etkisi olmamıştır. Federasyon üç büyüklerin lehine de kararlar almıştır, aleyhlerine de kararlar almıştır. Örneğin, Deniz'in transferinde Fenerbahçe'ye trilyonluk tazminat cezasını bu federasyondan başkası veremezdi. Eğer Türk futbolunda bir şeyler düzelecekse bu federasyon döneminde düzelecektir. Bunu söylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama bu federasyonun bir avantajı daha var. Türkiye'nin Başbakanı futbolun içinden gelmedir ve futbolu çok seviyor. Biz bugün bu kadar iddialı ve bu kadar özerksek, bize bu temel unsuru sağlayan, destek veren de sayın Başbakanımızdır. Bugüne kadar hiçbir Başbakan'ın, futbolun sorunlarıyla bu kadar ilgilendiği olmadı. Sayın Başbakanımız hem futbolun sorunlarını biliyor, hem ilgi gösteriyor. Her türlü siyaseti bir yana bırakıp, Türk futbolu adına bu fırsatı çok iyi değerlendirmeliyiz. Hükümetin, devletin federasyona destek vermesi çok önemlidir."



Ülker güle oynaya
Fener finale yürüdü
Komşu Viking'i devirdi
Utah Jazz adam olmaz
İddaa'ya yeni 'Formul'a
Haber hattı
Ramat da finalde
F.Bahçe, Kartal'a rövanşı...
G.Saray: 1 Arçelik: 3
 
Sisler bulvarı
Anelka gelir gelmez Daum' un...
En kolayı Anelka!
Real Zaragoza' nın defanstaki...
Zirvede Ateşkes
Yönetimle Hagi arasında krize...
Yüzde 100 Mondi
G.Saray' ın asi kalecisi, 19 maçın...
FIFA' ya giderim
Beşiktaş yönetimi ile tazminatı...
Ümraniye karargahı
Dünkü idmanı izleyen Başkan...

Fenerbahçe | Galatasaray | Beşiktaş | Trabzonspor | Süper Lig | 2 & 3 Ligler | Aktüel | Yazarlar | Sayısal loto | Süper toto | Şans topu | Ana Sayfa

Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu