Fenerbahçe
Galatasaray  
Beşiktaş  
Trabzonspor  
Süper Lig  
2. & 3. Ligler  
Aktüel  
Yazarlar  
Fikstür  
Ana Sayfa  
     
Sayısal loto
Spor toto
Şans topu
Önce ben, sonra ben

Mart 2000.. Nicolas Anelka ortadan kayboldu... 13 Mart'ta kulübü Real Madrid, antrenmanlara katılmamayı alışkanlık haline getiren oyuncusunu 45 gün süreyle kadro dışı bıraktı. İki gün sonra, akşama doğru basın Anelka'nın izini kaybetti. Bir gün önce 21. yaşgününü kutlamıştı. İspanyollar, Madrid'in şık semtlerinden birindeki villasını kuşatma altına aldı. Gazeteciler doğduğu bölgeyle, villa arasında gidip geliyor ama Anelka'yı bir türlü bulamıyorlardı. 16 Mart'ta çelişkili haberler dolaşmaya başladı. Bazı kaynaklara gören Real'in santrforu, kardeşi ve menajeri Didier'in Mercedes'inin bagajına saklanarak basını atlattıktan sonra, Paris uçağıyla İspanya'yı terketmişti. Anelka'yı gören adamı gören adam, oyunu sahneleniyordu..

17 Mart'ta yeniden ortaya çıktı. Yani tam olarak değil de şöyle bir göründü. İnternet sitesinin sayfasında haberler çıktı. Aynı gün Ferrarisi Paris'te Yvelines'te görüldü. Top peşinde ne kadar az koşarsa, internet üzerindeki varlığı o kadar artıyordu. Krizin doruk noktasında, oyuncunun internet sitesi gerçek bir patlama yaşadı. Ocak ayında ziyaretçi sayısı 31.500 iken bu sayı mart ayında 275 bine çıktı. Video oyunlarına bile konu olan Anelka, uçuşup kaybolan bir gölgeden, bir reklam görüntüsünden, sanal bir portaldan başka bir şey değildi artık.

***

1999 yazında Arsenal kulübünden 220 milyon frank ve reklam ücretleri dışında ayda net 2 milyon frank maaş gibi rekor bir ücretle transfer edilen Anelka, 2000 kışı sonrasında birden inişe geçmişti. Real Madrid'e geldiğinden beri hiçbir maçta 90 dakikayı tamamlayamamış ve resmi maçlarda sadece bir gol atabilmişti. Marka değeri açısından Anelka hala değerliydi ama sportif açıdan uçup gidiyordu. Peki bu sürpriz miydi? Pek sayılmaz.. Anelka'nın kişisel değerleri arasında forma aşkı ve takım ruhu yer almaz. Kendi bireyselliğini ve çıkarlarını hep öne çıkarır. Yeni kulübüne gelir gelmez şu açıklamayı yapmıştı: "Uyum sağlamam için oyun sisteminin değişmesi gerek.." (Biraz Van Hooijdonk'u andırıyor)

***

Paranın şımarttığı bir çocuk mudur karşımızdaki.. Nicolas Anelka, Real Madrid yöneticilerinin verdiği disiplin cezasından once, Olimpiyatlar'a katılma mücadelesi veren Fransa Ümit Takımı'nın çok önemli bir maçına çıkmayı da "yeterince motive olamadığı" gerekçesiyle reddetmişti. Kendi takımını küçümseme, milli takımı küçümseme, antrenörlerini ve arkadaşlarını küçümseme; yoksa bu kibir ekolü futbolun yükselen yeni bir ekolü müydü? Çaba, çalışma, fedekarlık, kolektive gibi geleneksel değerlerin yerini Anelka gibi oyuncular mı alıyordu artık. Anelka, çok kötü bir sezonun ardından, 2000'in ilkbaharında Şampiyonlar Ligi yarı finalinde maçı ve turu getiren golü atınca ne yaptı? Bir kenara itildiğinde kendisiyle dayanışmayı sürdüren az sayıdaki takım arkadaşına mı teşekkür etti? Gol pasını veren oyuncuyu mu kutladı? Madrid seyircisini mi selamladı? Hayır.. Bir tribüne doğru yönelip, taraftarlarına bileğine taktığı ve yazıyla süslenmiş siyah kolluğu gösterdi. Bilekteki bu gizemli yazı da ne? Ölmüş bir dostun anısına takılmış bir yas bandı mıydı? Hayır.. Anelka en son sponsorunun piyasaya sürdüğü bir giysi markasının logosunu teşhir ediyordu sadece.. Ve sadece bu işten kazancı yılda 5 milyon franktı.. Oysa aynı Anelka 1 yıl önce PSG'de aynı paraya 1 yıl oynuyordu..

***

Anelka'nın tam parladığı anda Real Madrid onu tekrar PSG'ye satarak sorunlu bir yıldızdan kurtulmayı başarmıştı. Canal +'ın sahibi olduğu Fransız takımı Anelka gelir gelmez ürün satışında patlama yapmış ve taraftar profilini gençleştirmişti.. Özellikle siyahi Fransızlar birer Anelka olma hayaliyle maçlara geliyorlardı. Anelka 4 yıl önce İngiltere'ye geldi. İlk takımı Liverpool'du ama aynı Real Madrid'te olduğu gibi uyum sorunu yaşadı. Ardından Manchester City, Anelka'nın istediği ortamı ona sundu. Bütün paslar ona atılıyordu ve taraftarlar onu çok seviyordu. Şampiyonluk iddiası ve maç kazanma stresi de olmadığı için Anelka kendi marka değerini artırmanın peşinden rahatlıkla koşuyordu. Fransız oyuncunun ismi şu günlerde Fenerbahçe'yle anılıyor.. Doğru mu değil mi, bunu bilemem.. Ama Anelka'nın gittiği her yerde "Önce ben, sonra ben" mantığında biri olduğunu kariyeri ortaya koyuyor. Almayı düşünenlerin bilgisine..


 
Önce ben, sonra ben
Bombaların gölgesinde
 

Fenerbahçe | Galatasaray | Beşiktaş | Trabzonspor | Süper Lig | 2 & 3 Ligler | Aktüel | Yazarlar | Sayısal loto | Süper toto | Şans topu | Ana Sayfa

Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu

Assolist sahnede
Son şampiyon ve lider F.Bahçe,...
Tarihi ceza geliyor
Hakan Şükür' ün yönetimden izin...
Gel yeniden 1
Deportivolu oyuncular, görevi...
İspanya Fatih' i
Fatih Tekke' nin "Üç İspanyol...