Cordi yattı, Giunti baktı, Zago sattı Beşiktaş'taki son sezonunda birçok sıkıntısını bizimle paylaşan Lucescu, özellikle yabancı oyunculardan yana çok dertliydi... Anlattığı konular için "Beşiktaş'a zarar verebilecek şeyler bunlar, yazmasan iyi olur" diyordu... Yazmadım... Ancak bugün bilen, bilmeyen ahkam kesince en azından bildiğim bazı gerçekleri yazmak zorunda hissediyorum kendimi... Cordoba, Beşiktaş'ın şampiyonluğunu sattı mı? Fenerbahçe'den para alıp şike yaptı mı? Hayır, hayır, hayır!.. Peki Lucescu böyle bir şey söyledi mi? Hayır ama isteyenlerin böyle anlayabileceği cümleler kullandığını biliyorum. Yani, Lucescu, "Cordoba kaç maçtır yakıyor bizi. İnanılır gibi değil, şike yapsa böyle goller yememesi lazım" dedi...
Bunu bana da söyledi... Kolombiyalı kalecinin gitmek istediğini, Arsenal'in teklifiyle kafasının karıştığını ve kendisine izin verilmediği için bir bakıma intikam alır gibi davrandığını düşünüyordu Lucescu... İşin gerçeği bu... Peki ya Zago... İşte o sattı Beşiktaş'ı... Hem de hiç kimseden para almadan, sadece kendi çıkarlarını korumak uğruna sattı... Bunu düpedüz sordum Luce'ye o gece... Yaklaşık iki saat süren yemekli sohbetin önemli bir bölümü yabancı oyuncularla ilgiliydi çünkü... Zago olayını aynen şu cümlelerle yorumlamıştı Rumen hoca: "İmza atmadığı için kovulacağını sanıyor. 'Yerini kaybetme, ileri gitme' diyorum. Dinlemiyor. Devre arasında uyarıyorum, maç sonrası kızıyorum ama hep aynı... 'Sözleşme imzalamadım, kendimi kanıtlamam lazım, gol atmak için ileri çıkıyorum' diyordu... Gereğinden fazla agresif olmasının sebebi de atmadığı imzaydı... Gitmek istemiyordu, gideceğini biliyordu... Onun bu tavrı birçok maçta canımızı yaktı... İhanet gibi bir şey bu..." ...Ve Giunti... Beşiktaş onu, o da Beşiktaş'ı sevmişti. İlk sezonunda vasat kalırken, 100. yılda gelen şampiyonlukta büyük pay sahibi olmuştu. Kulübü, Beşiktaş'a "Ya alın, ya verin, bir yıl daha kiralık oynamasına izin vermeyiz" diyordu... Beşiktaş da bir nevi oyalama taktiği uyguluyordu... Cordoba ve Zago'nun boşvermiş tavırlarından da etkilenen Giunti de özellikle ligin ikinci yarısında eli belinde dolaşmış ve oyunu seyretmekle yetinmişti... Bu konuşmayı, bir maç öncesi tercümanı Sinan Serhatlıoğlu'nun ve fotomuhabiri kardeşim Oğuz Yörük'ün yanında yapmıştık. Anlattığı çok önemli başka şeyler de var... Yeri geldikçe onları da yazacağız. Çünkü yayın yasağı Beşiktaş'ın menfaatleriyle ilgiliydi. Şimdi o menfaatler gereği yazıyoruz, gerekirse yine yazacağız. Özellikle Lucescu'nun hakemler hakkında neden çok konuştuğunu, Galatasaray'da nasıl bir gücü yanında bulduğunu, Beşiktaş'ta bu güce güvenince başına neler geldiğini yazacağız ama her şeyin bir zamanı var...