İkinci çinko Ne kederli geliyor şu elimdeki kalem, ne zavallı geliyor şu kağıt parçası bana bir bilseniz. Şimdi ne yazayım üstüne, ne çizeyim bilmem ki... Tam vitese takmışken, bu fren de nesi, yarabbim. Öylece bakıyor kağıt bana... "Hadi yaz, birşeyler karala" diyor. Tam sevişmeyi düşünürken yazılarda, tam aşkı yakalamışken, 'nedir bu Cemler'den çektiğimiz' diye iç geçiriyorum. Birinci Cem Papila vakasından sonra, ikinci Cem Deda vakası. Penaltı kolik bir bananın, bir o kadar kolik çocuğu... Bana çekecek değil ya... Tabiki babasına çekecek. Ceza sahasında sinek uçsa, penaltı çalardı Sadık Deda. Ne bir yorum, ne bir gözlem... Ve tribün ayağa kalkardı: Sadık yeter artık. Genç ve yürekli olmasına sevindik, ikinci Cem'in. Lakin, bütün bu yürekliler, Beşiktaş'a mı rast gelir? Hepsi bize mi kuşanır, çözemedim. Beşiktaş'a karşı oynayan takımlar, futbolcular, hakemler hemen hemen hepsi hırslı, hepsi agresif ve iştahlı... Beşiktaş'ı kıskandıklarından mı, göze girip Beşiktaş'ta oynamak istediklerinden mi, yoksa Beşiktaş'a karşı birilerinden icazet aldıkları için mi: Bunu da çözemedim. Fenerbahçe galibiyetini Emre'nin parmağı ile örtmeye çalışanlar, şimdi kınayla mı gezecekler, gazete köşelerinde. Yoksa Hooijdonk'un ellerinin, Pascalvari dolaşımı, ikinci çinko mu dedirtecek bazılarına... Yasaya göre tacize giriyormuş Emre'nin yaptığı. O da 6 ay ceza gerektiriyormuş. O zaman maçlarda atılan bütün kasıtlı, bel üstü tekmeler öldürmeye teşebbüs. Gerektirdiği 20 bilmem kaç yıl ceza... Dünyanın bütün sahalarında yapılan bir olayı nerelere getirdiler. Pes doğrusu. İster misiniz, Pancu gitsin, Ernani'yi mahkemeye versin. Öyle ya adam geldi, durup dururken Pancu'yu ayağından sakatladı. Ama önce bir kamuoyu araştırması yapsınlar, bir avukata, bir sosyolağa danışsınlar. Bir psikoloğa sorsunlar. Öyle mahkemeye veririz. Perşembe akşamı hiç sabah olsun istememiştim. Nasıl mutluydum; nasıl coşkulu ve arzuluydum. Ama doğa kanunlarına kimse karşı gelemezdi. Mutlaka sabah olacak. Ve mutlaka sabahla birlikte güneş de doğacak.