Böyle zulüm görülmedi Bir zamanlar Elazığ'a senfoni orkestrası gelmiş. Binlerce kişi meraktan olacak iki saat boyunca sessizce konseri dinlemiş. Bir gazeteci yaşlı bir Elazığ'lıya konser sonrası izleminini sorunca şöyle bir yanıt almış; "Elaziz, Elaziz olalı böyle zulüm görmedi" Beşiktaş'ın durumu aynı... Beşiktaş Beşiktaş olalı böyle bir zulüm görmedi. Geçen sezonun ikinci yarısında 11 puan öndeyken şampiyonluğu kaptırmak, bu sezonun daha ilk 8 haftasında sadece 6 puan toplayıp liderin 16 puan gerisinde kalıp erkenden havlu atmak, zulümden başka bir şey olamaz. Sağda, solda, yolda, orada, burada hiçbir zaman şimdiki kadar "ne olacak bu Beşiktaş'ın hali" sorusu ile karşılaşmamıştım. Soru sahipleri arasında çok sayıda şaşkın, üzgün, G.Saraylı ve F.Bahçeliler'in olduğunu da söylemeliyim. Yanıtım şu; "Beşiktaş'tan bu sezon bir şey olmayacak. 102 yıllık bir kulüp, tarihinin kayıp yılını yaşıyor." Bu satırlarda daha lig başlamadan karmaşık transferlerin sorun yaratabileceğini, lig başladıktan sonra da kadro yapısına uymayan sistemle Beşiktaş'ın hiçbir yere gidemeyeceğini her hafta yazdım. Umarım yanılırım. Beşiktaş UEFA Kupası'ndaki gurubunda da çok zorlanacak. Oradan çıksa bile üçüncü turdan ötesini göremeyecek. İnanın kaybetmeyi alışkanlık haline getiren Beşiktaş sezon başından bu yana en iyi futbolunu Trabzon'da oynadı. 10 kişi kalıncaya kadar tek golü, verdiği tek pozisyondan yedi. Del Bosque, Bodo maçıyla birlikte Trabzon'da da en doğru savunmayı kurdu. Orta alanda bile canlanma belirtileri görüldü. Juanfran ortaya çıktı. Ama Beşiktaş'ta Carew ve Sergen sistem kurbanı olarak oynuyorlar. Hücum gücünün eldeki malzeme ve bu sistemle düzelmesi mümkün değil. Hakem hataları yok mu? Evet var... G.Birliği, G.Antep, Ankaraspor ve Trabzon maçlarında bariz hakem yanlışları oldu. Futbolu düzeltmeden hakem falsolarını ön plana çıkarmak bana pek mantıklı gelmiyor. Hakem doğruları ile Beşiktaş 6 değil, 11 puan toplardı. Peki lider mi olurdu!