Problemin adı yok! Beşiktaş'ta eksik bir şeyler var. Kurulan yanlış kadroların dışında bir şey bu... Tanımlamak çok kolay değil ama hissetmek mümkün. Yıllardır Beşiktaş'ı izleyen biri olarak bu tanımlanamaz eksikliğin farkındayım. Belki, "Takım ruhu" diye isimlendirmek mümkün bu eksikliği ama o da tam anlatmıyor. Teknik kadroya bakıyorsunuz, tecrübeli, kaliteli. Oyuncuları tek tek ele alıyorsunuz onlar arasında da çok kötü diyebileceğiniz fazla isim bulamazsınız. Seyirci muhteşem, yeni stat da öyle. Futbolcuların hiçbir sorunları yok. Üstelik hepsi iyi niyetliler ve "Beşiktaşlı" olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar kendilerini. Her maç öncesi yeminler edip birbirlerini söz veriyorlar. Yine de olmuyor... Eksik olan bir şeyler var... Özellikle her maçın ilk 15-20 dakikasında afyon yutmuş gibi dolaşıyorlar sahada. Sanki derin bir uykudalar ve birilerinin gelip kendilerini uyandırmasını bekliyorlar. Onlar beklerken de haftalar su gibi akıp geçiyor, tren kaçıyor...
Hata şansları yok Oysa, hiç kimseden bir şey beklemeden, "Ne yapacaksam, ben yapacağım" deme zamanı şimdi. Her biri bunu söylemeli, bunu yapmalı... Beşiktaşlı Okan, Beşiktaşlı Ali Güneş, Beşiktaşlı Tayfun olmak istiyorlarsa tek yolu bu... Bizim tanımlamakta güçlük çektiğimiz eksikliği ortadan kaldırmanın tek çaresi de bu aslında... Her maçı bir final kabul edip, motive olmak zorundalar. Bundan sonra hata yapma şansları yok... Sahadaki kadro doğru da olsa, yanlış da olsa futbolcular bunu kafalarında sorun haline getirmemeli. Sahaya çıkan elinden gelenden fazlasını yapmalı, kenarda oturan da onbire gireceği güne hazır olmalı. Beşiktaş çok iyi durumda değil. Henüz takım olamadı. Eksik olan bir şey var... Bu eksikliği ortadan kaldırmak sadece futbolcuların ellerinde, daha doğrusu ayaklarında. O ayaklar çalışmaya başlarsa, özlenen Beşiktaş gelir. Yoksa...