2 milyon Euro tazminat yüzünden Daum'la yola devam
Bu haberi başka bir gazetede okuyamazsınız. Çünkü, cesaret edip yazamazlar... Bu haberin her kelimesi doğru... Çünkü, bizzat toplantıdaki yöneticiden alındı..
* DAUM, toplantıya tercümanı ve yardımcısı Murat Kuş ile geldi. Ve ilk kriz kapıda çıktı. Daha önce de iki toplantıya alınmayan Kuş, içeri sokulmadı. Daum da, "Zaten hatalı çeviri yapıyor" diyerek, bugüne kadar hep arkasında durduğu Murat Kuş'u, bir kalemde harcadı. * İLK yarım saat Aziz Yıldırım fırtınası esti. Daum'u sert bir dille eleştirdi. En ağır sözleri şu oldu: "Türkiye'de herkes seni kokainman olarak tanıyordu. Büyük Fenerbahçe camiası senin arkanda durdu. Bu konuyu, Hıncal Uluç dışında yazabilen oldu mu?! Çünkü, yazdırmadık." * DAUM, özür dileyerek lafa başladı ve devam etti: "Tüm bu sorunlar duygusal olmamdan kaynaklandı. Ben Fenerbahçe'yi çok seviyorum. Daha iyi olmasını istiyorum. Yine de bu konuları basın önünde konuşmamalıydım. Karar sizin. İsterseniz beni gönderin..." * ALMAN Hoca, ağır sözleri resmen yuttu. İstifa etmedi. Usta bir taktisyen olarak topu yönetime attı. Daum'u gönderme kararı alsalar, geçen yıldan alacağı olan 1 milyon 200 bin euro ile 800 bin euro tutarındaki tazminatını ödemek zorunda kalacaklardı. Bunu "en azından şu an için" istemediler. * DAUM, toplantıda bir konuya da açıklık getirdi. "Fenerbahçe'de çok asbaşkan var" ifadesinin yanlış anlaşıldığını, asbaşkanlarla bir sorunu olmadığını, sadece Mahmut Uslu'yu kastettiğini belirtti. Mahmut Uslu da, Daum'a tepkisini açıkça göstermek için dünkü toplantıya katılmadı. * YÖNETİM, "Özür dilerse..." diyerek açık kapı bırakmıştı. İçeride oylama yapılmadı. Daum'la yola devam kararı basın toplantısıyla ilan edildi. Daum bir kez de basın önünde özür diledi. Kriz, donduruldu. Ama, "gözlerdeki ifadeler" huzursuzluğu anlatmaya yetiyordu.
***
İşçi: Özür dilerim / Patron: Bir daha olmasın
"Fenerbahçe Yönetim Kurulu'na büyük saygım var. Bütün asbaşkanlar da buna dahildir. Sorunları basın aracılığıyla duyurmam hataydı" "Yönetim Kurulu dışında kimsenin F.Bahçe'yi yönetemeyeceğini kendisine anlattık. Bunu kabul etti ve hatalı davrandığını ifade etti...".
TOPLANTI 4.5 SAAT SÜRDÜ F.BAHÇE'de teknik direktör Daum ile yönetim kurulu arasındaki gerginlik sona erdi ve Alman teknik adamın görevini sürdüreceği açıklandı. Daum'un, Almanya kampının son gününde, yönetimde kendisini istemeyen isimlerin bulunduğunu söylemesiyle gerginleşen ortam, dün 4.5 saat süren görüşme sonrasında yumuşadı ve Daum'la devam edilmesi kararı alındı.
HUZURSUZLUK ASLA! TOPLANTI sonrası taraflar basına açıklama yaptı. Yıldırım'ın "Önce konuşsun" dediği Daum şunları söyledi: "Ben, yönetimle sorunları görüşmek yerine, basın aracılığıyla bunların kendileri tarafından duyulmasından dolayı özür diledim. Açıklamalarımla yönetimi ve taraftarlarını huzursuz etmeyi asla düşünmedim. Bu görüşmemizde beni buna iten nedenleri izah etmeye çalıştım."
BİR KİŞİYİ KASTETTİM TÜM yanlış anlaşılmaya giden konuları konuşup, tartıştık. Özellikle vurgulamak isterim ki, benim F.Bahçe Yönetim Kurulu'na karşı büyük saygım var. Buna bütün asbaşkanlar da dahil. Ben Alman-ya'daki basın toplantısında 'asbaş-kanlar' sözcüğünü kullanırken aslında yalnızca bir asbaşkanı (Mahmut Uslu) kastetmiştim. Ama ismini vermemek için çoğul kullanmak zorunda kaldım."
YANLIŞ ANLAŞILMIŞ AZİZ Yıldırım ise şu açıklamaları yaptı: "Sayın Daum'un pazar günü yapmış olduğu açıklamayla ilgili olarak oturduk ve 4 saate yakın konuştuk. Kendisi, kendine göre düşündüklerini bize söyledi. Ama gördük ki, bizim yaptığımız toplantıda, kendisine söylediklerimizi yanlış anlamış. Bunun üstüne yeni yanlış anlaşılmalar da eklenince kendisini yanlış bir noktaya taşımış."
DEĞİŞİKLİK DEVRİ BİTTİ BUGÜNKÜ toplantıda, yönetim kurulunun burayı yönetebileceğini, bunun dışında hiçbir şeye izin vermeyeceğimizi anlattık. Kendisi de bunu kabul etti ve hata yaptığını söyledi. F.Bahçe'de artık aile içinde olabilecek küçük bir olayı büyüterek değişiklikler yapma devri bitti. Biz Daum'u bir yıl için değil uzun yıllar için getirdik."
huzursuz etmeyi asla düşünmedim. Bu görüşmemizde beni buna iten nedenleri izah etmeye çalıştım."
4 saate yakın konuştuk. Kendisi, kendine göre düşündüklerini bize söyledi. Ama gördük ki, bizim yaptığımız toplantıda, kendisine söylediklerimizi yanlış anlamış. Bunun üstüne yeni yanlış anlaşılmalar da eklenince kendisini yanlış bir noktaya taşımış."
