Kalite farkı büyük Trabzonspor ilk resmi maçına Şampiyonlar Ligi'yle başlamış oldu. Müsabaka başladığı zaman Türkiye-Letonya maçının kopyasını görmüş gibi hissettim. İki takım arasındaki kalite farkı Trabzon lehine o kadar büyük ki Trabzon'un mağlubiyetini veya elenmesini düşünemiyorum. Hatta beraberlik bile zor diye düşünüyordum. Skonto Riga'nın tamamıyla gol yememeyi ön planda tutan, oyun disiplinini maçın sonuna kadar koruyan ve dünyadaki bu anlamdaki en sabırlı takım olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu kadar çok defansif anlayışını düşünen bir ekip gol atmak için de elindeki futbolcuların çok yaratıcı ve yetenekli olmadığını bildiği için takımın gerçekleriyle bağdaşır ofansif tattiksel bir anlayış geliştirdi. Bu da tamamıyla yan toplar, seken toplar, karambol toplar, direkten dönen toplar gibi akınlardan gol bulmaya çalıştı ve nitekim de golü buldu. Letonya'nın hocası takımından en yüksek verimi aldığının farkındadır herhalde. Trabzon'a gelince oyuna tamamıyla hakim olup olgunlaşmış bir takım görüntüsünde oynarken asla oyun disiplinini bozmadı. Geçen yıldan bu yana takımdaki olumlu pas yüzdesi Adem ve Hüseyin'in pas yüzdesini artırmasıyla yükselmiş. Böyle olunca da Trabzon oyuna hakim göründü. Belli ki Trabzon için bu turu geçmek kolay olacak sanıyorum. Trabzon'un futbolcuları bireysel olarak rakip takım oyuncularından çok daha üst düzeyde ve kaliteli. Kendime sorsam "Rakibin hangi oyuncusunu Trabzon'da oynatabilirim" diye? Öyle bir oyuncuyu göremiyorum. Trabzonspor'un istenilen düzeyde olmadığını görüyoruz. Ama bireysel yeteneklerini takım performasıyla bütünleştirince bu yıl ortaya çok kaliteli ve çok iyi bir takımın çıkacağını düşünüyorum. Yeni transferlerden Adem ile Celalettin'in takıma katkıları çok büyük olacaktır. Yattara sağ kulvarda oynarken, gol ortalarının boşa gitmemesi için Mehmet Yılmaz muhakkak kale önünde olmalı.