Her şey iki ay önce başladı... Avrupa'da, Afrika'da hatta Uzak Doğu'da en tanınan Türk menajer olan Ceylan Çalışkan, Carew ile İtalya'da temas kurdu. "Türkiye'ye gelir misin?" diye sordu. Bu teklif, Avrupa'nın sayılı kulüplerinden teklif alan Carew'e şaşırtıcı geldi. Kısaca "Gelmem" dedi.
***
İşte Carew Gerçeği
Dünyaca ünlü Türk menajer Ceylan Çalışkan, dünyada büyük sükse yapan Carew transferinin nasıl gerçekleştiğini Fotomaç'a anlattı....
Her şey iki ay önce başladı... Avrupa'da, Afrika'da hatta Uzak Doğu'da en tanınan Türk menajer olan Ceylan Çalışkan, Carew ile İtalya'da temas kurdu. "Türkiye'ye gelir misin?" diye sordu. Bu teklif, Avrupa'nın sayılı kulüplerinden teklif alan Carew'e şaşırtıcı geldi. Kısaca "Gelmem" dedi. Ama Ceylan Çalışkan, kararlıydı. Hemen Norveç'e uçtu... Önce, geçmiş yıllarda Ankara'da oynayan ve şu anda Norveç liginde top koşturan Belçikalı futbolcuyu buldu. Bu topçunun menajeri Çalışkan'dı... "Carew'le konuş, Türkiye'yi ve beni anlat" dedi. Sonra, Belçika'ya uçtu... Yakın dostu olan Brugge'ün Norveçli teknik direktörünü buldu. Bu teknik direktör, Valerenga'da oynarken, Carew'in hocasıydı... Ona da, "Carew'le konuş, Türkiye'yi ve beni anlat" dedi. Belçikalı futbolcu ve Belçikalı hoca, tek tek Carew'le konuştular. Carew dinledi, dinledi, Türkiye hakkında çok iyi sözler duydu. Menajer Ceylan Çalışkan'ın ise, sözünün eri bir insane olduğunu anladı. Çalışkan bu gelişmeler üzerine, yeniden Oslo'ya gitti ve Carew'le buluştu. Yeniden sordu, "Gelir misin?" Carew yumuşamıştı, "Neden olmasın?" dedi. Çalışkan hemen İstanbul'a geldi, Beşiktaş'a bu ilginç önerisini anlattı. Başkan Demirören çok heyecanlanmıştı. Ama endişesi vardı: "Şu anda Avrupa futbolunun gözdelerinden biri... Gelir mi?" Çalışkan rahattı: "Getiririm..." Tekrar Oslo'ya uçtu. Carew ve avukatıyla masaya oturdu. Yıllık 3 milyon Euro istediler. Carew yumuşak, avukat çok sertti... Çünkü, Glascow Ranger'dan çok iyi bir teklif vardı. Çalışkan, müthiş tecrübesini konuşturdu, avukatı bir kenara çekti ve "Bu fiyatı indir, senin Glascow'dan alacağın komisyondan 100 bin Euro fazlasını vereyim" dedi. Avukat yelkenleri suya indirdi. 1.6 milyon Euro'ya el sıkıştılar. Çalışkan İstanbul'a geldi, durumu anlattı. Kıvanç Oktay ve Erdil Arpacı'yı yanına alarak, tekrar Oslo'ya uçtu. Carew ile buluştular. Yıllık 1.6 milyon Euro'ya ön protokol imzaladılar. Sıra bonservise gelmişti. Çünkü bonservis Valencia'ya aitti. Ve İspanyol kulübü, 7 milyon Euro istiyordu. Bu parayı vermeye hazır takımlar vardı: Glascow Rangers, Real Betis gibi takımlar... Çalışkan'ın taktiği basitti: Futbolcuyu bağla, kulüp teslim olsun. Carew, Valencia'yı aradı, "Ben Beşiktaş'tan başka takıma gitmem, haberiniz olsun" dedi. Valencia sıkışmıştı. Kıvanç Oktay, İspanya'ya faks çekti, "2.5 milyon Euro verelim" dedi. Del Bosque de, Valencia'yı aradı, İspanya'daki forsunu kullandı, "Bırakın" dedi. Bu sırada inanılmaz bir olay oldu. Carew'in üvey kardeşi intihar etti. Herşey durdu... Annesi, Carew'e ısrar etti, "Hayatımız zaten allak bullak oldu, bir de takımını değişt i r m e . . . " B u n u n ü z e r i n e Carew aradı ve "İzin verin, ben bir yıl daha İspanya'da kalayım" dedi. Beşiktaş şok olmuştu. Ama Ceylan Çalışkan vardı... Carew ile Roma'da buluştu, bir psikolog gibi çalıştı ve şöyle ikna etti: "Norveç'te oynayacaksan, tamam... Ama İspanya'da oynayacaksan, İspanya da 3 saat, Türkiye de 3 saat..." Carew yeniden hayata döndü, "Tamam, geliyorum..." Del Bosque de Carew'- i aradı ve baş sağlığı diledikten sonra ekledi: "Gel, UEFA Kupası'nı birlikte kaldıralım..." Carew artık kararını vermişti. Bu durumda Valencia'ya da, pes etmek düştü. 7 milyonluk bonservisi 3.5 milyon Euro'ya vermek zorunda kaldı. Ceylan Çalışkan'ın bu süper mekik diplomasisi nedeniyle, 10 milyon Euro maliyetli Carew, 5.1 milyon Euro'ya Beşiktaş'ın oldu. Üstelik bonservis bedeli 3 yıl taksitle ödenecek.