Kartal gol gol gol
Atatürk Olimpiyat Stadı tamamen doluydu. Harika bir atmosfer hazırlamıştı Beşiktaş taraftarı...
Kara Kartal'ın turu geçmesi için rakibine ev sahibi olduğunu hissettirmesi gerekiyordu.
Delice saldırmak değil ancak Liverpool'un oyun planını etkileyecek ve hatta belki de değiştirmesine neden olacak bir güç uygulanmalıydı. Ancak Bilic'in kontrollü oyun stratejisini 25. dakikada anlayan İngiliz ekibi, bu dakikadan sonra üstünlüğü eline aldı.
Beşiktaş'ın cesur oyunu tercih etmemesi ilk 45 dakikada kalesinde birçok gol pozisyonu görmesine neden oldu. İlk devre Gökhan Töre etkisiz kalıp, Sosa ve Veli Kavlak pas trafiğini kontrol edemeyince pozisyon anlamında kısır bir maç oldu. Ama kısırlık kimsenin umurunda değildi. Sonuç gelsin yeterdi.
Tolgay ateşi yaktı
İkinci yarıya daha hareketli, daha istekli başladı Beşiktaş. Sosa ile denedi, Serdar ile denedi ama olmadı. Saman alevi gibi zaman zaman parladı. Alevler 5-10 dakika daha devam etseydi tamamı ile yanacaktı Atatürk Olimpiyat Stadı. Kenardan biraz daha cesaret yüklemesi yapılmalıydı. İşte o kıvılcım Tolgay oldu. Önce yokladı sonra attı.
Hem de ne gol attı! Bence UEFA Avrupa Ligi'nde gecenin golü olur.
Bu golden sonra neyse ki tarih tekerrür etmedi ve maçın normal süresi 1-0 bitti. Uzatmaların şanssız adamı Bilic'in ne yapacağını gerçekten merak ediyordum. Euro 2008'de bizim adımıza harika Bilic adına hüsran ile bitmişti.
Neyse, dualar, aman çocuklarla iki uzatma devresi de aynı sonuçla bitti.
Penaltı atışlarında iki takım arasında hiçbir fark yoktu. Beşiktaş'ın altın çocukları, Atatürk Olimpiyat Stadı'nda penaltı atışları ile Şampiyonlar Ligi kupasının sahibi olmuş Liverpoollu oyuncular kadar soğukkanlı geldiler topun başına.
Aferin çocuklar.
Tarih sizleri altın harflerle yazacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.