Usta kalem Hıncal Uluç, geçtiğimiz hafta spor dünyasına damgasını vuran olayları değerlendirdi. 'Aziz Yıldırım herkese baskı uyguluyor. İnanılır gibi değil!. Aynı suçu bir sezon içinde iki defa işlemek artırma sebebiyken, Tahkim aynı suçu işleyen Aziz Yıldırım'ın cezasını indirdi. Birincinin de altına indirdi. Böyle bir şey olabilir mi? Bu nasıl bir hukuk? Tahkim Kurulu'ndakilerin hepsi hukukçu... Ben bir spor sayfasını yönetiyor olsam; ben onların birer birer fotoğraflarını basardım yan yana... 'İşte hukukçular bunlar' der, altına da iki tane kuralı yazardım. 'Suç ve tekrarında ne olur?' İnanılır gibi değil. Federasyon, Aziz Yıldırım ne derse 'Eyvallah' diyor. Çünkü biliyorlar ki Aziz Yıldırım olmazsa seçimi kazanamazlar. Basketbol Federasyonu da öyle... Dikkat edin, basketbolda bütün hakem hataları Fenerbahçe lehine oluyor' Ligde son haftalara girilirken, Trabzon'un puan kaybetmesiyle zirve yeniden el değiştirdi. Buca'nın 3-1 öne geçmesine karşılık Fenerbahçe galibiyete ulaşmasını bildi ve liderliğe oturdu. Maçla ve yeni liderin değişmesiyle ilgili neler söyleyeceksiniz? Maçın dönüm noktası penaltı... Dünyanın her yerinde çok tartışılacak bir pozisyon. İki sebepten; 1- Penaltı, penaltı mı? 2- Yeri çizginin içi mi, dışı mı? Topun elle temas ettiği noktada içerde mi, dışarıda mı? Bu konuda ne orta hakemin, ne yan hakemin durduğu yerden bu kadar net karar vermesi aslında mümkün değil. Fakat pozisyon olur olmaz, yan hakem; bayrağı ile de işaret etmekle yetinmiyor, doğrudan aut çizgisinin arkasına, penaltı atışında duracağı yere koşuyor. Yan hakem orta hakemi uyarmıyor, yan hakem penaltıyı veriyor. Bir hafta evvel hatırlayın, böyle bir penaltı pozisyonunda, Hüseyin Göçek, Niang'a sarı kart çıkartmıştı. Yan hakem daha sonra açıkladı ki; 'Ben orta hakeme hocam sarı kart çıkartma, pozisyon penaltı' dedim, herkes duydu, bir tek orta hakem duymadı' dedi. Merkez Hakem Komitesi Başkanı da açıklama yaptı; efendim 'Parazit yapmış da ondan orta hakem duyamamış' diye... Bu defa yan hakem işi parazite bırakmadı. Pozisyonu görür görmez, normalde bayrakla penaltı işareti yapar. Ya da şifre ile... İki hakem arasındaki şifre neyse... Çünkü yan hakem verir de orta hakem penaltıyı vermezse, yer yerinden oynar. Onun için aralarındaki şifre ne ise yan hakem ona göre işaret verir. Hayır. Yan hakem gitti, 'Ben penaltıyı verdim' dedi. Aziz Yıldırım arkadan Aykut Kocaman; 'Trabzon'a penaltı veriliyor, bize verilmiyor' kıyametleri kopuyor... Bunların sonunda, ikinci yarının başından beri, Trabzon'a çalınan penaltı yok. Fenerbahçe 4. penaltısı çalınmış bu hafta... Toplamda da 7. penaltı. Şu an ligde en çok penaltı çalınan takım konumunda... Hakemin yorumunu tartışmıyorum; herkes gazetede maçı yorumlayan hakemler var. Bunlar bile ittifak halde değiller. 'Penaltı değil' diyenler arasında Erman Toroğlu başta... Erman'ın 'Penaltı değil' demesinin normal karşılıyorum ben... Çünkü Erman'a göre, 'Penaltı, penaltı gibi olmalı!..' Bu Ermanca bir laf... 'Penaltı penaltı gibi olmalı' ne demekse!.. Benim altını çizdiğim nokta; pozisyon olarak da yer olarak da tereddüt yaşanırken, yan hakemin gidip 'cart' diye koşup penaltıyı vermesiydi. Orta hakeme tercih hakkı dahi bırakmamasıydı. O saatten sonra orta hakem 'Devam' diyemez. Derse biter. Çünkü 3 gün evvel de bir fotoğraf yayınlanmış bütün gazetelerin spor sayfalarında... Elinde 10 numaralı forma Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız; sağında Aziz Yıldırım, solunda Alex!.. Şimdi de Sadri Şener'in, Başbakanla resmi var ama too late (Çok geç)!.. Trabzon'da AKP listesinin başında, spor bakanı Faruk Özak var. Trabzonspor eski başkanı... İkinci sırada da Erdoğan Bayraktar... TOKİ eski başkanı güya Galatasaray Kongre Üyesi!.. Fakat Trabzon'da ikinci sıraya konduğu zaman açıklama yaptı: 'Benim Galatasaray'la falan alakam yok. Bu Ali Sami Yen, Arena işlerine girdiğimiz zaman, Özhan abi rica etti, gel bizim üyemiz ol' diye... Kabul ettim. Yoksa ben sonuna kadar Trabzonluyum!' Listenin başında Faruk Özak ile Erdoğan Bayraktar var. Biri Bakan, öbürü de Başbakanın en gözde bürokratı... Ama Başbakanın kendisi Fenerli!.. Tabii ligin sonuçları Trabzon seçimlerine nasıl yansır, göreceğiz. Lig bitecek, bir hafta sonra seçim var. Trabzon fevkalade ilginç... Açık söyleyeyim; şu sıralar ben Faruk Özak'ın yerinde olmak istemezdim. Yalnız şu ki; Aziz Yıldırım masabaşı işlerini çok iyi biliyor. Fenerbahçe'ye bu penaltıyı Aziz Yıldırım kazandırdı. Amma velakin bunu derken, 'Fenerbahçe şampiyonluğu hak etmiyor' demiyorum. Hep söylediğim bir şey var; Türkiye'de bütün takımlar kötü oynuyorlar. Bütün takımlar kötü oynadıkları için az kötü oynayan iki takım Trabzon ve Fenerbahçe aradan sıyrıldı. Ama daha geçen hafta dedik ki 'Bu ligde daha çok puan kaybı olur. Çünkü her maçta, her takım, her takımı yenebilir.' Yalnız daha az puan kaybetmeye aday görülen takım Fenerbahçe... Çünkü Fenerbahçe'nin gol silahları Trabzon'dan fazla... Emre, Alex, Niang... Buca maçında Güiza çıktı. Onun artık o topu yana çıkarması söz konusu dahi olmaz. O top iki santim aşağıdan gitseydi, Jaja şimdi Trabzon'da tahtta dolaştırılıyordu. Bugün adamı yok etmek için kıyametleri koparıyorlar. Başka da silahı yok zaten Trabon'un... Trabzon mevcut silahlarını yok etmiş. 'Engin' diye bir adam yok, 'Tayfun' diye bir adam gönderilmiş, 'Ceyhun Gülselam' diye bir adam unutulmuş, Yattara defterlerden silinmiş. Adam son 10 dakikada girdi maça neler yapabileceğini gösterdi ki bıkkın, küskün, darılmış... Onu motive edip, kazansan, Yattara Trabzon'u şampiyon yapacak kadar önemli bir adam. Şenol Güneş takımın zaten kısıtlı imkanlarını iyice tüketmiş. Ne kadar tükenmiş olduklarını Eskişehir maçında gördük. Burak atarsa atıyor, atamazsa atamıyor. Oysa Fenerbahçe'de öyle değil... Niang gibi bir golcü, Aykut Kocaman tarafından harcanmasına rağmen, maça girdiğinde her zaman iş yapan Dia gibi bir adam yok. Buna rağmen Fenerbahçe iyi oynayabiliyor. Buca karşısında Trabzon 3-1 geriye düşseydi, o maçı Buca beşlerdi. 3-1 Fener geriye düştü, Fener beşledi. Fenerbahçe'de bir de maçı bırakmama özelliği var. Hiçbir maçı bırakmıyor. Fenerbahçe'nin bu yanı iyi. Motivasyonu da iyi. Hem silahı fazla, hem motivasyonu fazla; bir de Aziz Yıldırım'ı dehası eklenince tamam oluyor. Yıldırım'ın 45 günlük hak mahrumiyeti cezasının 21 güne inmesi de bununla mı ilgili!.. Aziz Yıldırım herkese baskı uyguluyor. İnanılır gibi değil!.. Emrah Kayalıoğlu ne güzel yazmış Sabah'ta... Aynı suçu bir sezon içinde iki defa işlemek artırma sebebiyken, Tahkim aynı suçu işleyen Aziz Yıldırım'ın cezasını indirdi. Birincinin de altına indirdi. Böyle bir şey olabilir mi? Bu nasıl bir hukuk? Tahkim Kurulu'ndakilerin hepsi hukukçu... Ben bir spor sayfasını yönetiyor olsam; ben onların birer birer fotoğraflarını basardım yan yana... 'İşte hukukçular bunlar' der, altına da iki tane kuralı yazardım. 'Suç ve tekrarında ne olur?' İnanılır gibi değil. Federasyon, Aziz Yıldırım ne derse 'Eyvallah' diyor. Çünkü biliyorlar ki Aziz Yıldırım olmazsa seçimi kazanamazlar. Basketbol Federasyonu da öyle... Dikkat edin, basketbolda bütün hakem hataları Fenerbahçe lehine oluyor. Medya zaten bahane arıyor. Geçen hafta inanamadım. Hüseyin Göçek, 'Fener düşmanı' ilan edildi. Lugano ve Emre'yi oyundan atmadı. Fenerbahçe daha 35. dakikada 9 kişi kalacak iken o Fener'in 90 dakika 11 kişi oynamasına izin veren ve de vaziyet 0-0 iken 80. dakikada durup dururken Murat Ceylan'ı oyundan atan Hüseyin Göçek 'Fener düşmanı' ilan ediliyor. Niye? Geri kalan maçları yönetecek hakemlerin kulağını çekmek için... Nasıl çekildiğini de gördük işte!.. Hemen yan hakem 'cart' diye penaltıyı verdi. İşte bütün bunları bir araya getirince Fenerbahçe averaj ile de değil; gazetelerde averaj hesapları var, puan farkı ile şampiyon olur. Trabzon'un hiçbir silahı yok. Spor Bakanı Faruk Özak gıkı çıkmıyor. Böyle şovlar yapamıyor. Şenol Güneş elindeki ekonomik kadroyu zaten iyice sıfırlamış neredeyse yeteneksiz hale getirmiş...