Federasyon küme düştü 2
Her şeyden önce Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu ile Ahmet Ateş'in tutuklanmalarına üzüldüm. Hepsi sevdiğimiz insanlardı ve hala da öyle.
Yaşadıkları bu olaya büyük bir hata olarak bakıyorum ama bu onların kabahatlerini örtmez ve bizim hoş görmemizi sağlamaz. Gerçi henüz ortada bir teknik takip kaydı, ya da Fenerbahçe ile ilgili ortaya çıkan şike konuşmalarına benzer bir şeyler yok. Neden tutuklandıklarını bile henüz öğrenmiş değiliz. Ama tutuklandıklarına göre önemli bir şeyler olmalı. Hakkaniyet açısından olaya böyle bakmalı ve bir şeylerin açıklanmasını beklemeyiz. Yanlış anlamayın, iddianameyi ya da davanın sonuçlanmasını değil, daha önce olduğu gibi teknik takip dökümanları hakkında bilgi sahibi olsa o bize yeter. Bu konuda beklemedeyiz ama yine de birileri gibi kıvırmayacağız. Oramız, buramız oynamayacak.
Korkmayın, bazı Fenerbahçeli arkadaşların ve bazı eyyamcıların günlerdir anlattıkları masalı anlatmayacağım size. "Yargılamanın sonunu bekleyelim" demeyeceğim.
Eğer doğruysa...
Savcı tutuklama istemiş, mahkeme de bu isteğe uymuşsa kuvvetli delil var demektir. O deliller diğer kulüpler hakkında olan delillerin onda biri olsa bile Beşiktaş'ı kirletmeye bu kadarı da yeter.
Beşiktaş'ın forması "Ak"tır kir götürmez. O nedenle başkalarına az gelen kirlilik Beşiktaş için fazladır bile.
İbrahim Akın'a şike teklif edilmiş ve karşılığında yarış atı hediye edilmiş deniyor. Eğer doğruysa bu bile bana yeter.
Bırakın tutuklanmalarını, beraat etseler dahi yeter.
Ben işe futbol ahlakı yönünden bakarım, adli yargı süreci kendi mecrasında yürür ve o beni çok fazla ilgilendirmez.
İbrahim Akın o maçta iyi oynadı ve penaltıdan bir gol attı!..
O penaltıyı da diğer şikeci İskender Alın kazandırmıştı!..
Belediye'nin sayılmayan golünde ise ortayı Akın yapmış, golü Alın atmıştı!
Yani şikelik performanslar değil bunlar!..
Üstelik maç da 2-2 bitmiş, finaldeki şike beraberlik üzerine yapılır mı?..
Birileri bunları söyleyebilir ve söyleyecektir kuşkusuz, ama ben söylemem… Sadece şunu söylerim; Serdal Adalı ve özellikle Tayfur Havutçu neden tutuklandılar?
İbrahim Akın ya da İskender Alın'la yaptıkları şike konuşmaları var mı?
Cezalarını çeksinler
Dinlemeye takılmışlar mı?
İbrahim Akın, Fenerbahçe'den 100 bin euro alma olayındaki gibi teknik takibe yakalanmış mı?
Eğer bu ve benzeri deliler varsa ötesini konuşmaya gerek yok.
O takdirde çeksinler cezalarını.
Şimdi Beşiktaşlılar beklemede.
Onlar da bir şeylerin ortaya çıkmasını bekliyorlar. Yargı sürecini değil kendi vicdanlarında karar vermelerini sağlayacak bilgileri bekliyorlar.
Bu bilgiler kamuoyuyla paylaşıldığı anda her Beşiktaşlı'ya düşen en önemli görev 100 yıllık şanlı tarihe yakışır şekilde gereğini yapmaktır.
Bazılarının yaptığı gibi şikeden tutuklananların peşine düşmek, onlara destek adına köprülere yürümek, Beşiktaşlı'ya yakışmaz.
Zaten Beşiktaş taraftarı da ilk günden itibaren doğru yönde tavır koydu.
Eyyam yapmadı.
Meraklısı Beşiktaş'ın yüreği Çarşı'nın açıklamasını okusun.
Gerçek Beşiktaşlı, kaybetmeyi ahlaksızca bir kazanca tercih edendir. Kendi lehine olan haksızlıklara dahi isyan edebilendir.
Birileri sahada yapamayacaklarına inandığı şeyi saha dışında yapmaya çalıştılarsa mutlaka hesap sorulmalıdır.
Misal Serdal Adalı, kendi oyuncularına güvenmeyip bana göre yarım futbolcu bile olmayan İbrahim Akın'dan korkup şike teklif ettiyse çeksin cezasını. (Şimdilik ortaya çıkan bir kanıt olmadığını için şüpheli konuşuyorum ama o kanıtları görünce çok daha sert ifadelerim olacağından emin olabilirsiniz.) Beşiktaş'ın adını bu işlere kim karıştırırsa milyonlarca Beşiktaşlı adına hesap sormayı görev sayarım.
Öbür taraftan artık hiç kimsenin kıvırma payı kalmamıştır. En başta da federasyon köşeye sıkışmıştır.
Bu pisliğin üzerine oturamayacağını görmüştür, görmediyse de görmelidir.
Acele etmeliler
Ne yayıncı kuruluşun çıkarları, ne de başka bir şey Türk futbolunun haysiyetinden, şerefinden daha önemli değildir ve olamaz.
Federasyon "Elimizde delil yok" gibi savsaklamalarla da bu süreci yönetemez.
Konun uzmanları gerekli açıklamaları yaptılar.
Hukuk enstitüsünün açıklamasında da belirtildiği gibi federasyon zamanında kararlarını alacak ve gerekirse yargı da bundan faydalanacaktır.
Olması gereken budur. Çünkü yargı futbolun dinamiklerini tam olarak bilmeyebilir.
Dolayısıyla Aydınlar federasyonu yargıya yardımcı olma anlamında da acele etmelidir.
Vize verilmemeli
Fenerbahçe hakkında ortaya çıkan deliller belli, aynı ya da benzerleri Beşiktaş için de varsa ya da her kimin için varsa TEMİZ FUTBOL için derhal düğmeye basılmalı.
Artık boş konuşmaları bırakıp kitapta yazanları uygulamalılar.
Federasyon, hukuk dersi vermeyi kesip olaya futbol ahlakı, fairplay, dahası temiz futbol penceresinden bakıp bir saniye bile beklemeden kendi talimatlarını devreye koymalıdır.
İlk etapta Fenerbahçe'nin lig, Beşiktaş'ın kupa şampiyonlukları derhal geri alınmalı ve bu iki kulübe Avrupa vizesi verilmemelidir.
Bu da yetmez. Biri ligden düşmeli, diğeri kupaya en az 10-15 yıl katılamamalıdır.
Diyeceksiniz ki neden biri ligden düşüyor da, öteki düşmüyor.
Konuyu araştırdım, futbol hukukçularıyla konuştum.
Ceza konusunda lig ve kupa diye bir ayrım olmadığını, belirsizlik bulunduğun ama aklın yolunun herkesin suçu işlediği kulvarda cezalandırılması olduğunun altını çizdiler.
Bu konudaki belirsizliğin, (Genel Hukuk ilkesi gereği) sanık lehine yani Beşiktaş lehine kullanılması gereğinin belirtiyorlar.
Yani görünen o ki Beşiktaş Kupa'ya katılamama cezası alacak Fenerbahçe ise ligden düşecek.
Çünkü biri ligde şike yapmış, diğeri kupada. Evet Sayın Aydınlar artık top sizde ve korkarım taca atma şansınız yok. Bu pisliğin üzerine oturarak yerinizde duramazsınız.
Ya istifa etmeli, ya gereğini yapmalısınız. Başka seçeneğiniz yok. Hele bir ligi başlatalım, sonra da "Lig başladı artık bu işi sezon sonuna bırakalım!" diye sinsi bir planın peşine düştüğünüz anda tarih önünde ağır bir sorumluluk almış olursunuz.
Bu nasıl lig?
Hakkaniyetli insanlar böylesine önemli konularda tereddütte kalmaz, kitabı açar, ne yazıyorsa onu yapar. Kimin yaptığı iş küme düşmesini gerektiriyorsa derhal düşürülmeli, kimin yaptığı eksi puanla başlamayı gerektiriyorsa öyle yapılmalı, kim kupadan men edilecekse edilmeli. Tekrar söylüyorum bunca şaibeyle bu lig, lig olmaktan çıkar.
İnsanlar birbirini kırar ve bu bina yıkılır. Altında da kimlerin kalacağını varın siz tahmin edin artık.
Adam gibi
Parolamız temiz futbol, hakkaniyetli yarış ve kamu vicdanında aklanan maç sonuçları olmalıdır.
Cesur ve kararlı davranıp, naklen yayın geliri hesabı yapmadan futbol adamı gibi davranmanın tam zamanıdır.
Bu tren kaçarsa Türk futbolu biter herkesin haberi olsun.
Öte yandan artık Süper Kupa'yı oynatmak da insanlarla dalga geçmek gibi bir şey olur... Bana göre süper bir kupa falan yoktur ortada, tam aksine Aziz Üstel'in dediği gibi bir şike kupası vardır.
Beşiktaşlı duruşu
İki takımın başkanları, yöneticileri, teknik adamı şikeden tutuklanacak ve siz onları finalde oynatacaksınız ve adına da Süper Kupa diyeceksiniz öyle mi?
Demirören yönetiminin attığı ilk adım olan kupayı iade etmesini alkışlıyorum.
Beşiktaşlılık duruşu budur. Hemen ardından Süper Kupa'yı oynamamayı açıklayacaklarını düşünüyorum. Final: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe misali futbolun devleti federasyon ya işin başına geçmeli, ya da meydanın kuzgunlara kalacağını çok iyi
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.