Salih Tuna

Salih Tuna

13 Nisan 2012 | Cuma

Trabzonspor bu tiyatronun neresinde?

Albert Camus "Ben futboldan ahlakı öğreniyorum" demişti. Türkiye'de olsaydı "tarla sürmeyi" öğrenirdi.
İşin en tuhaf yanı da o "tarla" sürerdi, biz "futbol" oynadığını sanırdık.
Mezkur sözü hatırlatan değerli yazar-sosyolog Necmeddin Kemal kardeşimiz gönderdiği mailde, Camus'nün futbol yorumculuğu da yaptığını belirtmişti.
Fransız futboluyla Türk futbolu arasındaki farkı vülgarize edecek olursak şunu söyleyebiliriz:
Fransa'da Camus futbol yorumculuğu yaptı, bizde Bedri Baykam yapıyor.
İkisi de sanatçı: Biri romancı, diğeri ressam.
Camus'nün romancılığı deyince hemen herkesin aklına "Veba" veya "Yabancı" gelir; Baykam'ın ressamlığı deyince akla daha çok "spermli peçete."
Camus dünya çapında bir filozoftu; Sartre veya Kierkegaard ayarında. Bedri Baykam'ın da belirli bir filozofisi var tabii; Ömer Çavuşoğlu ile Rıdvan Dilmen arasında.
Albert Camus tam olarak şöyle demişti: "Ahlak ve insanın yükümlülükleri hakkında güvenebileceğim ne biliyorsam onu futbola borçluyum..."
Peki biz ne öğreniyoruz futboldan?
Herkes başını iki elinin arasına alıp bunu düşünsün.

O laflar ne olacak?
Ahlak ve insanın yükümlülüklerini mi öğreniyoruz, hedefe ulaşmak için her yol mubahtır menfaatperestliğini mi?
Şayet ahlaki ve insanî sorumlulukları öğreniyorsak, "3 büyüklerden birinin şampiyon olması lazım, olamazsak bu Anadolu ile baş edemeyiz, haberiniz olsun..." lafını nereye koyacağız?
Biri, "Tamam da bu Trabzon'un falan g(...) kalktı" lafını ettiği yerde diğeri, "Biz kimsenin yolunu kesemeyiz; futbol sahada oynanır" yollu karşı çıkacağına, "Ama federasyon bunlara yol veriyor..." diyebiliyor.
Hal böyleyken, futbol allamelerimiz matine-suare " yorum" şavullayabiliyor:
Kanatlar iyi çalışmıyormuş da hatlar arasında kopukluk varmış da bilmem ne!

Sahaya yansımamış!
Sayın bayım, kanatlar muntazaman çalışıyor, hatlar da gayet uyumlu; bütün mesele senin"kanattan" veya "hattan" neyi anladığında!
İyisi mi biz Camus'den devam edelim:"Caligula" oyunun yazarına, arkadaşı, "Tiyatroyu mu yoksa futbolu mu tercih edersin?" diye sorduğunda, "Hiç kuşkusuz futbol" cevabını vermişti.
Ona bakarsanız biz de (ulusça) tiyatroya nazaran "hiç tereddütsüz futbolu" seviyoruz ama sadece "tiyatro" seyredebiliyoruz.
Bu tiyatronun en son epizotlarından birinde, Etik Kurulu'nun her şeyi son derece vukufiyetle ortaya koyduğu raporuna rağmen, "Şike sahaya yansımadı" repliklerini duyuyoruz.
Ne diyelim: Alkış... Alkış ...
Alkış...
Heyhat ki heyhat, Trabzonspor'un bu tiyatrodaki rolü "seyirci" olmaktan öteye geçmiyor!





Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor