Rakipten hediye
Devrenin son maçı... Tüm taraftarlar üç puanın çantada keklik olduğunu sandı.
Oyuncular da bu havaya bürünmüş ki rakibin hiç de öyle sanıldığı gibi kolay bir üç puan sunmayacağı ilerleyen dakikalarda anlaşıldı.
Trabzon, alışılagelmiş tertibinden farklı bir ekiple sahada yer alırken özellikle Serkan'ın yokluğunda kanat konbinasyonları kısır kaldı.
Sezonun ilk yarısının perdesini moral ve puan zaafiyeti yaşamadan kapatmak zorunda olan bordo mavililer, ilk yarıda oyunu pozisyonsuz ve umutsuz kapatmak zorunda kaldı.
Rakibin akıllı savunmasına karşı Trabzon bir türlü ofansif taktikle karşılık veremedi. Dakikalar ilerledikçe de bu durum strese neden oldu.
Karabük'ün savunması sanıldığı gibi pek de "Majino hattı" anlayışı ile değil, mantıklı, makul ve her an pozisyon yakalayacak hatta hatta gol bulabilecek anlayışta idi. Emenike'nin oyundan çıkması Trabzon için rakibin kendi kalesine Trabzon hesabına attığı gol kadar da şanslı bir olay idi.
Umarım ders çıkarılmıştır
İlk yarıda durağan futbol oynayan Trabzon'un, Yattara ile açılacağı umulurken maalesef Yattara yine ilaç olamadı. Hatta oyunda kaldığı sürece yakaladığı en iyi pozisyonu heba ederek ne kaleye şut attı ne de Umut'a uzatmayarak, olmayacak bir şekilde kullandı ve takımını mutlak bir golden etti.
Neyse ki Karabük, Trabzon taraftarının sabırsızlıkla beklediği deşarj golünü kendi kalesine atıp rakip seyirciyi ve kulübeyi sevince boğdu.
Bundan sonra gelen ikinci gol rakibin moral yıkıntısı anı içerisinde olduğundan pek fazla önem arz etmiyordu. Sadece acaba Kardemir kaza ile de olsa son dakikalarda bir beraberlik yakalayabilir mi umudunu kırdı o kadar.
Dua edelim ki devre bitti. Futbol tekniği açısından düşüşe geçen Trabzon, kaybedecek toparlanmak için fırsat yakalamış oldu.
Dilerim ki devre arasında son maçların zaafları alt alta yazılıp gerekli dersler çıkarılır ve ikinci yarıda herkesin Trabzon'a saldıracağının hesabı da yapılır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.