Terim'i neden alkışlamalıyız?
Türk futboluna verdiği emeklere karşılık, yanlışlarıyla kendini inkar eder.
Makamına haksızlık yapar.
Yenik duruma düştüğü maçlarda terör estirir.
Kendisini kaybetmeyi hak sayar da, bu hareketlerini eleştirenlere tahammül edemez.
Tarihe geçecek unvanlara sahip olmuştur, sinirine sahip olamaz.
Fatih Terim'in itibarıyla oynamak kimsenin haddine değildir de...
İtibarını ayakta tutacak olan gerçekler kendisinde fazlasıyla mevcut olduğu halde, yaptığı hatanın adresini şaşırtmaya soyunur.
Yanlışları alışkanlığa dönüşmüştür, hakemlere ve kendisini eleştirenlere gözdağı vermeyi kendine yakıştırır.
Fatih Terim korkunun simgesidir!
Gittikçe yozlaşan ülkede, futbolumuza yakışan gücün ta kendisi.
İşte bu yüzden…
Fatih Terim'i alkışlamalıyız!
Kocaman'ı neden eleştirmeliyiz?
Ruhunda şiddet yoktur.
Hakem yanlışlarında tepkisini ortaya koyar da, ipin ucunu kaçırmaz.
Soruları cevapsız bırakırken bile duruşunu bozmaz.
Kimseyi tehdit ettiği görülmüş değildir.
Takımını üç kolda ayakta tutan tarihi bir başarının mimarıdır.
Başarılarını koz kullanmaz.
Yanlışları da vardır.
Rakiplerine taş atma sanatına soyunur da, duvarlarda korkulacak adam fotoğrafları yoktur.
Hiçbir bedensel saldırının içinde görülmüş değildir.
Aykut Kocaman sükunetin simgesidir.
Gittikçe yozlaşan ve çığırından çıkan bir ülkede, efendi bir duruşun ta kendisi.
Kaybettiği maçlarda bile bir kez olsun kendini kaybetmedi.
İşte bu yüzden… Aykut Kocaman'ı eleştirmeliyiz!
Sonuç…
Futbolun ilkel gerçeğinden bizlere kalan bunlar.
Sevginin dili geçerli değil artık.
Resim sergilerinin değer bulmadığı, kitap satan dükkanların sinek avladığı bir düzende, futbolun dili de, resimleri de en gerçek haliyle karşımızda.
Hepimiz bu oyunun içindeyiz.
Herkes kendi gerçeklerinin yadigarı.
O yüzden, gerçek bir adalet ve sportmenlik futbolumuzda egemen olmayacak.
O yüzden, herkes kendinde olmayanı başkasında arayacak.
Hiç kimse buraya yalnız gelmedi.
Hiç kimse!
Fotoğraflara iyi bakın!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.