Kalli küçülttü Feldkamp diyor ki "Futbolcular niye yere yatıyor?" Küçük takımın oyuncuları yere yatar! Lige fırtına gibi giren Galatasaray'ı sen bırakmadın ki! Futbolcular Ahmet Akcan için 'Kalli'yi yönlendiriyor' diyorlar. Bu yüzden araları bozuk. Ahmet Akcan, Florya'da çıban başı! G.Saray gibi bir takıma 5-10 saniye kazanmak için vakit çalmak yakışır mı? Bu moda Mondragon ile başladı, Orkun ile devam ediyor
Fenerbahçe ve Beşiktaş Galatasaray ile Avrupa'da yer değiştirmiş görünüyor. Elde ettiği başarılarla 'Avrupa Fatihi' unvanını alan Galatasaray'ın son yıllardaki başarısızlığının nedenini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kayseri maçından beri Galatasaray futbol oynamıyor. Kayseri'de beraberliğe razı olduğunu gösterdi Kalli. Takımına dedi ki: "Benim için Kayseri deplasmanından beraberlikle dönmek başarıdır." Bu Galatasaray'ın küçük takımlaşmaya başladığının, teknik direktör tarafından kabullenmesiydi. Vaziyet 1-1'ken savunma oyuncuları oyuna giriyor, vaziyet 1-1'ken Galatasaray kalecisinin vakit geçirmek için taça atılan toplar, bilmem yere yatanlar, şunlar, bunlar.
Küçük takım oyunu bunlar. Bu küçük takım ruhunu Bordeaux'da aynen gördük. Kalli diyor ki "Niye yere yatıyorlar?" Küçük takım yere yatar. Bu takımı küçülten de sensin. Lige fırtına gibi giren Galatasaray'ı sen bırakmadın ki! Birdenbire hücum futbolundan, kazanma azminden, kazanan Galatasaray'dan vazgeçtin, böyle savunma ağırlıklı saçma sapan takımlar, taktikler oyunlar, çıkarmaya başlayınca!
GÜVEN BAĞLARI KOPTU Ağzımızda tüy bitti! Futbolcu, hocasını hisseder, anlar niyetinin ne olduğunu. Futbolcu hocasının, Galatasaray'a güvenmediğini anlar. Böylece Kalli ile Galatasaraylı futbolcular arasındaki güven bağları koptu. Bütün mesele burada. Geçen hafta oyundan alınan Hakan Şükür'ün çıkarken yüzü, tavrı, hareketi, kaptanlık bandını yere atışı çok şey ifade ediyor.
_Lincoln ile Hakan'ın kadro dışı kalmasıyla bu futboldaki geriye gidişin bağlantısı olabilir mi? Tabii oradan itibaren takımda huzursuzluk başladı. Hocaya güven gitti. Şimdi futbolcular düşünüyor ki, "Hoca bu takımdan uzak." Almanca konuşanlarla konuşuyor, ötekilerden uzak! Hocaya bütün bilgileri veren Ahmet Akcan! Ahmet Akcan da kendi bildiğine göre hocayı koşullandırıyor. Lincoln ile Hakan'ın başına gelenlerin sorumlusu da Ahmet Akcan'dır. O isteseydi durumu idare ederdi. Tam tersine hocayı tahrik etti. Hocayı tahrik ederek takımın bu hale gelmesine sebep oldu. Şimdi Florya'da çıban başı gibi görünen Ahmet Akcan. Şimdi yönetici yok! Adnan Polat ortadan kayboldu Özhan Canaydın'dan sonra. Çünkü Adnan Polat da başkanlık hesaplarına girdi, onun için kendisini yıpratmak istemiyor. Adnan Sezgin katiyen yetmiyor. Çünkü Galatasaraylılık vasfı yok Adnan Sezgin'in. Adnan Sezgin profesyonel. İstanbulspor'a başkanlık yapmış, yöneticilik yapmış, maaşlı yöneticilik, profesyonel yöneticilik yapmış. Yani ağabey havası da yok, takıma moral yönünden etkili olamıyor. Olamayınca da iş tamamen Ahmet Akcan'a kalmış. Futbolcular da Ahmet Akcan için "Kalli'yi o yönlendiriyor" diyorlar. Bu yüzden Ahmet Akcan ile araları bozuk. Ahmet Akcan da onların kendisiyle aralarının bozuk olduğunu hissedip Kalli'ye daha çok kendini bağlı hissediyor. Galatasaray'da kalmasının tek dayanağının Feldkamp olduğunu biliyor, böylece garip bir durum başladı.
_Arda ve Ümit'in maçlarda kendini yerlere atması kondisyon eksikliği mi? Yönetici eksikliği, yönetici eksikliği! Bunlar birdenbire olmadı ki? Bunlar kaç maçtır ha bire yerlere yatıyorlar, ha bire yerlere yatıyorlar! Ne zaman ki Bordeaux geldi yendi Galatasaray'ı ondan sonra Kalli geldi "Bu sizin yaptığınız ayıptır" dedi. Bugüne kadar oynanan maçlarda Kalli'den de ses çıkmadı. Yani akıllarını başlarına devşirmeleri için Galatasaray yöneticilerin. Bunlar genç adam! Bunlar kendi kendilerini idare edecek olsalar, niye yönetici var? Niye yöneticiler tek tek seçiliyor, idari yöneticiler, menajerler bilmem neler. Bunları kim anlatmış, toplamış Galatasaray'ın toplantı odasında etraflarında, videoda hallerini gösterip "Bunlar size yakışır mı" diye şimdiye kadar kim demiş? Çıksın "Ben dedim" desin. Hadi desin, Kalli desin! Adnan Polat desin! Adnan Sezgin desin. Galataray'ın kalecilerinin zaman çaldığı için sarı kart görmesi Mondragon ile başladı Galatasaray'da.
5 SANİYE İÇİN OLUR MU? Bir kişi ağzını açıp "Galatasaray'ın kalecisine vakit çalmak için sarı kart görmek yakışmaz" dedi mi? Dandikspor ile oynuyor Galatasaray, Mondragon sarı kart görüyor. Dandikspor'la oynuyor Galatasaray, kaleci Orkun topu oyuna sokmak için neler yapıyor! On saniye, beş saniye için! Büyük takım 5 saniyenin peşinde olur mu? Bunlar küçük takım göstergeleri. Adamlar bunları göstere göstere küçüldüklerini anlatıyorlar. Bunları toplayıp 'siz büyüksünüz çocuklar' demiyorsun. Ondan sonra da "Vay efendim sen kendini yere attın, hakem senden nefret etti, hakem sana inanmadı da bu yüzden penaltıyı vermedi." Eee tabii, gidişi görecek adam sensin. Kalli, Ahmet Akcan, Adnan Polat, Adnan Sezgin. Gidişi onlar görecekler. Tekrar söylüyorum. Bu 4 kişiden biri, takımı toplantı odasına alıp "On saniyeyle beş saniye çalmak için bu yaptıklarınız Galatasaray formasına, büyük takıma yakışmaz" demiş mi? _ Kalli Feldkamp'ın terör ile ilgili soruya yanıt vermemesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sorulan soru çok ayıp! Maç bitmiş, böylesine bir maç, nefes almamışsın daha. Kafanda maçı yaşamaya devam ederken hiç alakasız. Kalli'ye terör sorusu maçın hemen arkasından, sahanın içinde mi sorulur? Bu resmen tuzak sorusu, resmen! Feldkamp'a tuzak kurmak istesen nerede sorarsın? Kalli buna senin beklediğin cevabı verirse sorun yok. Ama vermezse "Burası yeri değil derse" işte böyle yerin dibine sokar Kalli Feldkamp. Bunu sürdürmek de çok ayıp! Gidersin Florya'ya odasında oturup sorarsın. "Bir Avrupalı olarak olaylara nasıl bakıyorsun" diye sorarsın, konuşursun adam da sana cevap verir. Ama maçtan sonra kalecin nasıl oynadı? Falanca futbolcunu oyundan neden aldın? Sorusunu beklerken birdenbire "Terör nedir?" dersen tabii ki şaşırır adam.