Fenerbahçe
Galatasaray  
Beşiktaş  
Trabzonspor  
Süper Lig  
2. & 3. Ligler  
Aktüel  
Yazarlar  
Fikstür  
SMS Paketi  
Ana Sayfa  
Arşiv  
     
Sayısal loto
Spor toto
Şans topu
Geriye dönüyor
Gerets, Türkiye'deki gericilerin, baskıları sonunda hücum futbolundan vazgeçti, perişan etti Galatasaray'ı. Kendisi de gitti. Şimdi Kalli aynı durumda İkinci yarıda başka bir oyun bekliyorsun, Galatasaray'ın kısır futbolu, Ankara'nın ise az ama tehlikeli atakları devam ediyor. Bunu çözemezsen nasıl antrenör olursun?... Teknik ekip ile futbolcular arasında uçurum oluşmaya başlamış. Artık hocalarını sevmiyorlar. Hakan ve Arda'nın yüzündeki ifadenin anlamı bu


Galatasaray, Kayseri'nin ardından Ankara'ya da puan kaybetti. Futbolunda büyük düşüşler gözleniyor. Galatasaray'da neler oluyor?
Kötüye gidişat birden bire gelmedi. Bunun bütün işaretlerini verdi. Ama bu işaretleri Galatasaray teknik yönetimi algılayamadı. Hâlâ algılayamadıklarını da görüyorum. Kalli'nin çok gerçekçi bir lafı var: Gol yemekten korktum. Ekran başında maçı izleyen bütün Galatasaraylılar gol yemekten korkuyorlardı. Çünkü takımlarının gol atacağından umudu kesmişlerdi. Kiminle oynuyor Galatasaray: Lig sonuncusuyla. Ligin en az gol atan takımından gol yemekten korkuyor Galatasaray. Galatasaray ligin en az gol yiyen takımı.
Ligin en az gol atan takımından gol yemekten korkar hale gelmiş. İşte şifre cümle bu. Bunu çözeceksin. Bir defa niye gol yemekten korkuyorsun? Sen onlara gol atamıyorsun, atamadığın için bir de atarlarsa 'Cevap veremem, kaybederim maçı' diye korkuyorsun. Bunu farkında. Gol yemekten korkması gerektiğinin farkında ama neden böyle olduğunun farkında değil!..

EKİP ÇOK ÖNEMLİ
Bir kez daha söylemek istiyorum... Kalli'nin göremediği bazı gerçekleri görmesini sağlayacak birisi yanında yok. İnsanlar ne kadar deha olursa olsunlar, başarıya ulaşmak için ekibe ihtiyaçları var. En basit şeyi göremeyebilirsin. Ben 5 yaşındaydım, babam bana Einstein'ın anekdotunu naklettiği zaman: Kedisi varmış Einstein'ın. Adam çalışırken, kedi gelir pat pat vururmuş koluna. Dışarı çıkacak, tuvaletini yapmak için. Einstein gider kapıyı açarmış. Bir, iki, beş... Adam tam dünyayı kurtaracak bir formülü yapmaya uğraşırken, hadi kalk git ona kapıyı aç. Çağırmış marangozu, 'Kapıya kedinin geçebileceği kadar bir delik aç, çalışırken beni rahatsız etmesin' demiş. Marangoz bir kedi deliği açmış kapıya. Aradan 6 ay geçmiş marangozu yine çağırmış, Einstein ve 'Usta şu deliğin yanına iki tane de küçük delik aç. Çünkü 2 tane de yavrusu oldu benim kedinin' demiş. Einstein gibi bir matematik, fizik dehasına 'Yahu üstat, yavrular da analarının geçtiği delikten geçer, yeni deliğe ihtiyaç yok' diyecek bir yardımcı lazım. Onun kafası başka yerde çünkü. O basit şeylerle uğraşmaz. Babam bana bu hikayeyi anlattığında 5 yaşındaydım. Bundan sonra insanlarla konuşmaya, iletişim kurmaya, kararlarımı, düşüncelerimi tartışmaya başladım. Bundan da hiç vazgeçmedim. 'Fatih Terim' diyorlar aynı eleştiriyi yapıyorum. 'Kalli' diyorlar aynı eleştiriyi yapıyorum. Fatih Terim'in yanında Fatih'e fikrini söyleyecek adam yok. Kalli'nin yanında Kalli'ye fikrini söylemeye cesaret edecek adam yok. O zaman milli takım da, Galatasaray da bir tek beyne mahkûm kalıyor. Bir tek beynin de ne kadar deha olursa olsun her şeyi düşünecek hali yok. Bazen çok basit gerçeklerin de farkına varamayabilir. Kalli'nin bir genel yanlışı var, Gerets'e paralel olarak. Türkiye'ye hücum futbolu oynatmaya geldi Gerets ama Türkiye'deki tutucuların, Türkiye'deki gericilerin ısrarlı baskıları sonunda hücum futbolundan vazgeçti, perişan etti Galatasaray'ı kendisi de gitti. Şimdi Kalli aynı durumda...

BANDI YERE ATTI
Kayseri maçında, Ankara maçının bütün işaretlerini verdi Galatasaray. Kayseri'de beraberliğe razı oynatırsan Galatasaray'ı, oyuncuna bunu hissettirirsen, o oyuncu artık 'Ben büyük takımım' diye düşünmez. 'Benim hocam Kayseri'den korkuyor' diye düşünür. Düşündün mü bitersin? Düşündün mü seni 3 büyük yapan sıfatın dışına çıkarsın. Galatasaray, Kayseri'de berabere kaldı 1 puan, Ankara ile berabere kaldı 1 puan. Etti 2. Bu iki maçtan birini kazansa, birini kaybetse 3 puanı olacak ve 1 puan kârlı olacaktı. Bu kadar basit. Bu kadar basit bir matematik hesabı Kalli'nin yapmamasına imkân var mı? Hadi o yapamıyor yanında 'Antrenör' diye taşıdığı Ahmet Akcan niye yapamıyor? Ama Ahmet Akcan'ı hepimiz biliyoruz, yapmaz Ahmet Akcan. Tercüme eder sadece. Kalli'nin genelinde böyle bir gerileme var. Özeline bakacak olursak; dikkatli bakanlar gördüler. Maçta tribünde oturan gazeteci bunu hissedemez. "Ben çıplak gözle seyrettim, ben çıplak gözle seyrettim" diye övünenler, bize "Koltuk eleştirmenleri" diyenler, oyundan alındıkları anda kenara gelene kadar Hakan Şükür ve Arda'nın yüzlerini tribünden göremez, anlayamazlar. Hakan Şükür oyundan alındığı zaman, hemen kolundan kaptanlık bandını çıkarır, yeni kaptan olacak arkadaşının koluna kendisi takar, koşa koşa kenara gelir, oyuna gireni öper, sarılır, sırtını da sıvazlar içeri sokardı. Bu defa Hakan, Ümit'e bandını vermedi. Kolundan çıkardı attı hatta. Ve ne oyuna girenin, ne teknik direktörünün yüzüne baktı. Suratından düşen bin parça. Az sonra Arda çıkarken, Arda'nın yüzünde de aynı ifade.

MAHALLE BASKISI
Arda, Türkiye'de en çok oyundan alınan oyuncu. İster milli maçta olsun, ister ligde olsun. Arda 60'ta, 70'de oyundan alınmaya alışkın bir oyuncu. Çünkü Arda çabuk yoruluyor. Fiziksel yapısı öyle. Vücudunun alt kısmı kısa, üst kısmı uzun. Bu yüzden herkesin 2 adımda gittiği yere, 3 adımda gitmek durumunda. Bu yüzden de 60'tan sonra temposu düşüyor genelde ve oyundan alınmaya alışık. Arda bile suratını asarak terk etti ve soyunma odasına gitti. Kenarda kalmadı. Ondan sonra da tribüne çıktı. O zaman bu Galatasaray içinde bir şeyler var. Neler var? Dön geriye Hakan Şükür ile Lincoln'ün kadro dışı kaldığı döneme gel. Teknik ekip ile futbolcular arasında bir uçurum oluşmaya başlamış. Artık hocalarını sevmiyorlar. Hakan ve Arda'daki ifadeler, sevgisizlik ifadesi. İnanmıyorlar, verdiği kararın Galatasaray'ın lehine olacağını düşünmüyorlar. Teknik direktörlerinin çevrenin baskısında kalarak, mahalle baskısında kalarak karar verdiğine inanıyorlar. Yani Kalli, bilgisiyle, inançlarıyla, görgüsüyle değil, çevresinin etkisiyle bir takım kararlar almaya, 'Öyle görmeye başladı' diye düşünüyorum. Güvensizliğin sebebi bu.



YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bunun adı oyun   / 17-10-2007
 Karar vermeli   / 16-10-2007
 Omzumda taşırım   / 12-10-2007
 Zico seyretti   / 11-10-2007
 Şampiyonluk zor   / 10-10-2007
 Çok terbileyiz!   / 03-10-2007
 Sorun Lincoln   / 02-10-2007
 Samimi değiller   / 26-09-2007
 İtiraz eden yok   / 25-09-2007
 Ders çıkarmış   / 20-09-2007


 
Geriye dönüyor
Yardımlaşma kalmamış
87. dakikada fark edebildi!
 

Fenerbahçe | Galatasaray | Beşiktaş | Trabzonspor | Süper Lig | 2 & 3 Ligler | Aktüel | Yazarlar | Sayısal loto | Süper toto | Şans topu | Künye | Ana Sayfa

Fotomaç Servisi

Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu

İşi bitirecekler
Brezilyalı yıldızlar, "Bu maç...
Çifte darbe
Adalesinde ödem oluşan sambacı ile...
Torres' i çok isterim!
Başkan Demirören' in "Takımda...
Favori Kocaman
Yanal, Sümer ve Denizci teklifi...